3 Kasım 2013 Pazar

Yalanın İcadı....

Eşimin teknoloji ile de sinema ile de arası çok iyidir.

Güzel filmleri bulur da, izler de.

Neredeyse her gün bir film izler size o kadar diyeyim.

Ben o kadar çok vakit ayırmıyorum sinema dünyasına. Ancak geçen hafta nedense canım şöyle bir romantik film çekti. Eşimden rica ettim, romantik filmi boşverdi, bana başka bir film teklif etti.

İster istemez teklifini kabul ettim.

İyi ki de etmişim.

Filmin adı " The Invention of Lying"

İzleyenleriniz olmuştur belki ama kaçıranlar ve basında hakkında okuyanlar için biraz konuşalım istedim.

Oscar törenlerinde Ricky Gervais ' i izleyenler zaten onu bilirler.

Son yılların hakkında en çok konuşulan komedyenlerinden bir Gervais.

Din ile ilgili yorum ve yaklaşımları bazı kesimlerin tepkisini çok çekti bugüne kadar.

Bu filmi de aslında din kavramına bambaşka bir yerden geliyor ve ilgi çekici bir yaklaşımla yorumluyor.

2009 yılı yapımı filmin senaryosu da Gervais' e ait ve başrolde o var.

Gervais ' in yaşadığı dünyada henüz yalan diye birşey yok ve insanlar dürüst. 

Akıllarına yalan söylemek diye birşey gelmiyor bile. Politikacısı da siyasetçisi de sokaktaki insan da herkes acımasızca da olsa hep doğruyu söylüyor.

Hatta sokakta gördüğü bir bebeği seven biri " Bebeğin fareye benziyor" ya da kahramanımıza asıl kız " seninle iyi vakit geçiriyorum ama şişman ve çirkin burunlusun, çocuklarımın senin gibi olmasını istemem, bu nedenle olamayız. " 
diyebiliyor. 

Kızla ilk buluşmalarında kızın annesi telefon ediyor ve kız rahatlıkla asıl adamın yanında " Zengin değil, çok başarılı da sayılmaz evlenmem ben bununla " deyip hiçbir şey olmamış gibi yemeğe devam edebiliyor.

Küçük bir kasabada geçen filmde Gervais senaryo yazarı ve bir yapım şirketinde çalışıyor.

Ona 14. yüzyıl senaryolarını yazmak düşmüş ve kara veba dışında başka birşeyden bahsedemediğimden sıkıcı şeyler yazıyor ve işinden atılıyor.

Ev sahibine para vermesi lazım, bankaya gidiyor ve hesabında 300 USD var, buna karşın 800 USD ye ihtiyacı var çünkü ev sahibi o kadar istiyor.

Bankada sistemlerde bir hata oluyor ve aklına. Birden 300 yerine 800 USD çekmek geliyor ve sorumsuzca bu parayı bankadan çekiyor.

Ve insanlığın kara sayfası bu noktada açılıyor.

Adamımız bu noktadan itibaren yalan söylemeye başlıyor. Etrafındakilere yalan kavramını anlatmaya çalışıyor ama insanlar böyle bir kavramdan haberdar değil hatta anlamıyorlar bile.


Filmin devamını anlatmayayım.

Bence film ile ilgili konuşmamız gereken filmde din kavramının ortaya çıkışı.

Annesi ölmek üzereyken daha fazla acı çekmesin diye annesine anlattığı yalanları diğer insanlar duyunca herkes hemen inanıyor. Aşağı yukarı bizim cennet kavramımıza benzer şeyler anlatıyor Gervais.

Diğer insanlar o kadar etkileniyor ki, bildiklerini televizyonlarda anlatması isteniyor Gervais'ten.

Tabi o zaman tablet filan yok, yazdıklarını Pizza Hut kutusuna yapıştıran Gervais kamera önüne çıkıyor.

İnsanlara yukarıdaki büyük adamdan bahsediyor, kaderden bahsediyor, tüm kötülüklerin ve de tüm güzelliklerin nimetlerin büyük adamdan geldiğini anlatıyor.

Kutsal evlerde arkada İsa'nın resmi yok artık, elinde pizza kutusu olan adamımızın resmi var. Din adamının boynunda da haç yerine adamımızın kolyesi.

Ben açıkçası izlerken filmin dinle alay ettiğini algılamadım. Tam tersine hiç dinin olmadığı bir dünyada bile insanın düşünerek rasyonel bir yaklaşımla temel din kurallarına ulaşabileceğini, temel kuralların aslında hiç de zor olmadığını, ancak evrensel olduğunu anladım. Ben kendi adıma pozitif mesajlar çıkardım kısacası ama Hristiyan dünyasının İsa ile dalga geçiliyor gerekçesiyle filmden son derece rahatsız olduğunu biliyorum.

Keşke diyorum, hiç ev sahibi para istemeseydi, keşke bankada sistem hatası olmasaydı, keşke yalan icad edilmemiş olsaydı. Bugün bambaşka bir dünyada yaşıyor olamaz mıydık?

Haaaa, neden mi böyle diyorum, yalancılık da kalıtsalmış filme göre maalesef. 

Adamımızın şişko ve çirkin burunlu oğlu da annesine en evrensel yalan olan "Anne yemek çok güzel olmuş " dedi, oradan biliyorum.

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...