Artık kimse çocuk yapmıyor. Yani yapıyor ama eskisi gibi “çocuk olsun da evimiz şenlensin” değil de “zorunlu doğum günlerinde story atacak bir bireyimiz olsun” seviyesinde.
Peki neden çocuk istemiyoruz?
Çünkü hayat çok pahalı, gelecek çok belirsiz, sinir sistemi çok yorgun ve açık konuşalım: yazın tekne tatili, kışın İsviçre kayak turu varken bez değiştirmek istemiyoruz.
İşte günümüz insanının çocukla değil, kendiyle baş etmeye çalıştığı o acı-tatlı nedenler listesi:
1. Ekonomi: Çocuk mu yapsam, yumurta mı alsam?
Bir çocuk doğurmak tamam da, onu yaşatmak ayrı bir sektör.
Bez, mama, kıyafet, oyuncak, eğitim, özel ders, çocuk psikoloğu, İngilizce drama atölyesi... Derken çocuğa değil, yatırım fonuna sahipmişsin gibi hissediyorsun.
Bir baba şöyle demişti:
“Çocuğumu kreşe yazdırdım, aynı anda emlak danışmanı ve finans uzmanı oldum.”
Yani artık “bir çocuk gelir, rızkıyla gelir” değil; “bir çocuk gelir, kredi notuyla gider” dönemi.
2. Ev mi? Yok. Araba mı? Onu artık sadece plaka kodlarından tanıyoruz.
Artık hayal şudur:
– "Çocuk yapalım mı?"
– "Önce ev alalım."
– "Ev için kredi çekelim."
– "Krediyi görünce vazgeçelim."
– "O zaman çocuk da yapmayalım."
Ev fiyatları astronomik, araba desen artık üst sınıf bir yatırım aracı. Çocuk yapmak istiyoruz ama önce bir yaşam alanımız ve park yeri olsun istiyoruz. Şu anda çoğumuzun tek mülkü... telefon faturası.
3. İşsizlik ve Gelecek Kaygısı: Önce kendimi işe yerleştireyim
Üniversite bitiyor, iş yok. CV’ye üç staj, beş sertifika, bir de “çocukla iyi anlaşırım” yazsan da çağıran yok.
E hal böyleyken, çocuk fikri uzak bir gelecekteki ütopya gibi.
“Çocuk büyütmek istiyorum” demek yerine, insanlar artık “ben hâlâ ailemle aynı evde kalıyorum” diyor.
Yani önce kendimizi büyütüp, iş sahibi olalım; çocuk sonra gelsin. Belki. Eğer hâlâ bu gezegendeysek.
4. Üniversite Ücretleri: Okutmaya çalışırken kendini satarsın
Çocuk doğdu. Büyüdü. Lise bitti. Üniversite zamanı geldi.Özel üniversite fiyatlarıyla karşılaşınca gözlerin doluyor çünkü içeri giremiyorsun.
Devlet üniversitesi bedava mı? Değil.
Yurt yok, yemek yok, burs yok, KYK var ama onu ödemek için çocuk üniversiteden sonra tekrar çocuk işçiliğine başvurabilir.
Bir annenin ağzından:
“Çocuğu tıp okusun diye doğurduk, psikolojiye biz başladık.”
5. Siyasi & Sosyal Gerçekler: “Ben bile burda yaşayamıyorum, çocuğa yazık”
İnsanlar artık “çocuk istemiyorum çünkü çocuk çok zor” demiyor.
Diyor ki:
“Ben kendime dayanamıyorum, çocuğa neden bu kötülüğü yapayım?”
Çevresel felaketler, ekonomik krizler, siyasi belirsizlik, toplumsal gerilim… Bu ortamda çocuk yapmak, üstü açık bir lunaparkta dondurma yemeye benziyor: her an fırtına çıkabilir.
6. Maddi Durumu Yerinde Olanlar: “Çocuk mu, Côte d’Azur mu?”
Paran var, evin var, kariyerin oturmuş. Peki neden çocuk yapmıyorsun?
Çünkü çocuk = tatil planlarını sabote eden mini bir insan.
Artık yazlık tatiller "all inclusive bebekli otel" değil, "tekneyle Adriyatik turu" hayaliyle yapılıyor.
Çocuk varsa:
– Baby club,
– Süt ısıtıcısı,
– Uçakta ağlama garantisi...
Çocuk yoksa:
– Sessizlik,
– Şampanya,
– İki kişilik spa randevusu.
Üstelik modern kariyer insanı için çocuk bir “mola” demek. Oysa kimse “başarı yolunda mola vermek” istemiyor. Çocuk yerine “start-up kurdum, büyüttüm, sattım” diyenler çoğalıyor.
7. Sonuç: Hepimiz Çocuk Gibi Yaşıyoruz, Bir de Gerçeğini Mi Alalım?
Günün sonunda gerçek şu:
Kombiyi açmaya korkan, çamaşır makinesine deterjanı yanlış koyan, sabah alarmla 5 tur dövüşen bir jenerasyonun çocuğu olmaz zaten.
Çocuk isteyen yok mu? Var. Ama artık açıklama yapmak zorunda kalanlar onlar.
Çünkü geri kalan herkes çoktan kararını vermiş:
Çocuk yapmayacağım çünkü hayat bana hâlâ çocuk gibi davranıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder