Her ev kadını yemek yapmayı sever.
Yıllarca evde yemek yapmayan, yardımcısından destek
alan ben , iş başa düşünce, evde de 2 yamyam olunca, bir bol kepçe lokantası
tadında yemek yapmaya başladım. Standart yemekler tamam ama biraz farklı şeyler
denemek isteyince kalakaldım. Birçok yemeği yapmayı bilmediğim gerçeği bir
tokat gibi yüzüme vurdu.
Bir süre sevgili teyzemin bana nişanlandığım sene
aldığı yemek kitabından yararlandım. Ama sonra o da tıkandı.
Allahtan teknoloji çağındayız. İnternet diye bir şey var
ve farklı farklı kanallardan binlerce yemeğin tarifine ulaşabiliyoruz.
İnstagramın cazibesi ile farklı farklı kişileri takip
etmeye başladım. Harika görseller, şık tarifler, süper masa dizaynları aklımı
çeldi.
İnstagramda yüksek takipçisi olan yemek sitelerinden
biri de Cahide Sultan. Görseller şık ve neredeyse her gün birkaç farklı tarif
veriliyor.Sadece resimlere bakarak yaptığım takipçilik, bir süre beğendiğim
tarifi denemek için resimlere tıklamaya dönüştü.Dindar kimliğini ön plana koyan
yemek uzmanı hanımefendi, her tarifinin girişine bir ayet, bir hadis ve görüş
ekliyordu.
Aslında bu da hoşuma gitti. Bazen hiç mealini
bilmediğim ayetlerde denk gelip incelememe vesile oluyordu.
Ancak zaman içinde ben mi irrite oldum, hanımefendinin
dozaj mı arttı bilmiyorum, takipçiler çıldırmaya başladı. Muhtemelen son derece
iyi niyetle başlayan bu dini paylaşım adeti, yemeklerin önüne geçti. Aynen
"İşte Benim Stilim" programındaki şirret ve pespaye kızlar gibi,
takipçiler birbirleriyle, Cahide Hanımla onunla bununla kavga etmeye başladı.
Üstelik eleştirdiğinin daha beterini yaparak.
Beni bu yazıyı yazmaya zorlayan ve bardağı taşıran son damla da şu oldu.
Beni bu yazıyı yazmaya zorlayan ve bardağı taşıran son damla da şu oldu.
Televizyon programcısı ve ünlü tiyatro oyuncusu Melek
Baykal bir süre önce Yozgat'a bir ziyareti yapıyor. Ziyaretinin ardından da şu
talihsiz açıklamayı yapıyor :
"Konağın duvarında konağın gerçek sahipleri Hayri
İnal ve ailesinin resimlerini gördüm… Gözlerime inanamadım en az 100 sene önce
çekilen resimlerdeki hanımefendiler son derece medeni bir tavır ve kılık
kıyafetleriyle bana gülümsüyorlardı.Çok mutlu olmuştum. Sonra kafamı sola
çevirdim gördüğüm manzara 150 sene sonra geldiğimiz noktaydı… Yani konağın yeni
sahipleri Yozgat belediyesi ve çalışanları… yeni sahipleriyle aralarına girip
resim çektirdim. Yüzümdeki ifadeden ne kadar mutlu olmuşum anlarsınız zaten…
Konağı terk ederken aklımda tek bir şey kaldı konağın
gerçek sahiplerinin medeni halleri. Sonra karmakarışık duygularla oradan
uzaklaştım. Ve kendi kendime sordum. Biz ne zaman ve neden bu kadar geriye
gittik diye. Cevabını bulamadım."
Evet, bence de talihsiz bir açıklama, elle tutulur yanı
yok. Ancak bu paylaşımın üzerinden Cahide Hanımın instagram sayfasında bir
fırtına koptu ki, size anlatamam.
Yapılan hoşgörüsüz yaklaşımın on katı ile, üstelik
hakaret içerecek şekilde takipçilerini provoke eden Cahide Hanım, gelen
yorumlardan beğenmediği ve kendi görüşüne paralel olmayan yorumları silerek
hoşgörü kavramına gerçekten yeni bir bakış açısı getirmiş bulunuyor.
Benim kendisine naçizane tavsiyem şu : Yemek tarifleri
ve zaman zaman yaptığı dini paylaşımlardan hoşnutum. Ama kendisinin savunduğu
dinde insanlarla kavga etmek, kendi fikrinden olmayanı dışlamak, üniversite
okumuş kızlara otur çalışma evde otur demek, kaş almayı günah saymak var mı
bilemiyorum. Dünden beri yapılan noel ve yılbaşı tartışmasında olaylar yine çığırından
çıktı ben bu kadar kutuplaşmaya çanak tuttuğu için kendisine kızgınım.
İnsanları doğru yola çağırmak güzelken, yaklaşmaya
çalışanları da agresif tutumlarla kaçırmak ne denli doğru, yorumu size
bırakıyorum.