Geçen hafta tatilde Bozdağ’da
kaldığımız otelde çok güzel bir ot yemekleri açık büfesi vardı.Giritli bir
annenin kızı olarak zeytinyağlı ot yemeklerine oldum olası çok sıcak bakan bir
insanım.
Bu nedenle bulmuşken bunamayım
dedim ve ısırgana saldırdım.Sonra da bu harika ota methiye düzmeye karar verdim.Isırgan , ısırgangiller familyasının Urtica cinsinden Mayıs-Ağustos ayları arasında çiçek açan, bir yıllık veya çok yıllık bir evcikli otsu bitki türlerinin ortak adı.
Üzerinde yakıcı tüyleri bulunur.
Yapraklar saplı, oval şekilli ve dişli kenarlı, üst tarafı koyu yeşil renkli ve
parlak olup, yakıcı tüylerle kaplıdır.
Taşıdığı emergen tüyler, bitkiye
dokununca başı kırılır ve içindeki formikasit, histamin gibi maddeler, cilde
değen yerde kaşıntı ve kızarıklık yapar, bu nedenle Türkçe'de ısırgan
denmektedir.Ispanak gibi pişirilip tuz, biber, sirke veya limon suyu ile servis yapılır. Tek başına veya yumurta ile birlikte yağda kavrulduktan sonra üzerine yoğurt dökülerek hazırlanan yemeğine “borani” adı verilir.. Britanya’nın bazı bölgelerinde ısırgandan bira yapılır. Isırgan pişirildiği veya kurutulduğu zaman zehirli özelliğini yitirir. Kırsal kesimlerde bol miktarda tüketilen ısırganı taze tüketebileceğiniz gibi, kurutarak kışın yemeğini yapabilir, ya da çayını demleyebilirsiniz.
Isırganın yapısında çok miktarda demir, kalsiyum, silisyum, potasyum tuzları, tanin, magnezyum tuzları, kükürt, manganez, klor, karoten, lesitin, A ve C vitaminleri bulunur. Isırgan otu kandaki toksinleri temizler, karaciğeri ve dalağı olumlu bir biçimde etkiler. Emzirmekte olan annelere önerilir. Yapısında bulunan nitrat, böbrekleri çalıştıran etkiye sahiptir. Bağırsaktaki mukozalara da iyi gelen ısırganın, romatizmalı bünyelerce de tüketilmesi önerilir. İdrardaki şeker miktarını düşüren ısırgan özellikle tiroit bezini olumlu etkiler.
İskandinav mitolojisinde fırtına tanrısı Thora adak olarak sunulan ısırgan otları, fırtına sırasında eve yıldırım isabet etmesin diye ateşe atılırmış. Isırgan dallarının ise, onları üzerinde taşıyan kişiye cesaret ve dayanma gücü vererek, tehlikelerden uzaklaştıracağı düşünülürmüş.
Geçen yıl bir trafik kazasında
kaybettiğimiz Kıvırcık Ali’nin bir türküsünde de geçer ısırgan otu:
“Burda dost bildiğin ısırgan otu
Elini tuttun mu bil ki elin yanıyor
Şeref ekmek bulamazken şerefsiz
bulur
Götürdükçe güzel aney içim yanıyor
Yanıyor da güzel anam yürek kanıyor.”
Burhan Öçal & Trakya All Stars'ın
"Oynamaya Geldik "albümünde de çok güzel bir parça vardır..
"Isırganı pişirdim
Saray’lı Ahmet'e yedirdimSaray’lı yedi ısırganı
Aldı da zurnayı düşürdü
…
Isırganı haşladımSuyunu da dolaba sakladım
Saray’lı içti suyunu
Değiştirdi huyunu.."***
Küçükken ,dayımın eşi (Allah
rahmet eylesin ) çok güzel bir ısırgan yemeği yapardı .Mısır unu ile sulu bir
hamur hazırlanır,içine ısırgan doğranır , bu sulu hamur tavada iki tarafı
kızartılarak pişirilirdi.
Ay şimdi olsa da yesek :((
Rekabet ha! :P
YanıtlaSilÇok güzel, bilgilendirici ve detaylı bir yazı olmuş.. bu kadar ballandırma ile toprak bile yenir ama iskender anlatır gibi anlattığın şey eninde sonunda bir ot! :))
Kızım Ayşe der ki:
YanıtlaSil" Koyun ot yer , sonuçta koyundur, tilki , çakal et yer, kurnazlık ya da çakallık yapar , bu durumda sanırım et yemek gerek :))) "
Sanırım sen de onu destekliyorsun..