Bundan yaklaşık bir sene öncesine kadar bir Vakıfta gönüllülük yapıyordum. Ardından aynı Vakıfta tam zamanlı çalışmaya başladım ama konumuz bu değil.
Bugün size gönüllülük kavramından bahsetmek istiyorum.
Gönüllülük, hepinizin bildiği gibi, karşılık beklemeden yapılan yardım diye özetlenebilir.
Gönüllü olduğumuzda aslında sadece etrafımızdakilere yardım etmeyiz. İçimizde de bir değişim yaratır. Empati duygusunu artırır, farkındalık oluşturur ve aidiyet sağlar.
Ben, uzun yıllar ticari hayatta çalışmamın ardından gönüllü çalışmaya başladıktan sonra ilk defa kendimi gerçekleştirdiğimi ve hayatıma bir anlam kattığımı hissettim.
Evde bana yardıma gelen abla bir gün bana sordu: “Eee, sen şimdi bu kadar çalışıyorsun, para almıyor musun? Boşuna mı çalışıyorsun? Enayi misin?” Ne yazık ki toplumda böyle bir algı var. Ama bunu yıkacak olan da biziz..
Gönüllüler, iş/eğitim hayatlarından arta kalan zamanı gönüllülüğe ayırdıkları için bazen özel hayatları için zaman bulamayabiliyorlar, uykusuz kalabiliyorlar. Enerjileri tükenmiş hissedebiliyorlar. Eğer üstüne bir de gönüllülük yapılan organizasyonda aksaklıklar da yaşanıyorsa, bu gönüllüleri iyice zorlayabiliyor.
Ama gönüllü çalışanlar, yapılan çalışmanın kalıcı ve somut sonuçlar vermesi ve birlikte hareket etmenin gücünü fark etmesi sayesinde yaptıklarının ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorlar.
Son dönemde dünya çapında farklı gönüllülük ve farkındalık hareketleri başladı. Bazı firmalar çalışanlarını gönüllü çalışmalara teşvik etmekte ve hatta gönüllü çalıştıkları gün ve saatleri çalışmış gibi saymakta. Bazı küresel sivil toplum örgütleri, örneğin çevre konusunda, bütün dünyayı örgütleyerek bilinç artışına yönelik çalışmalar sürdürmekte..
Bana kalırsa her birimiz kendi ilgi alanlarımıza uygun olarak gönüllü olarak çalışabileceğimiz projeleri araştırmalıyız. Gönüllülük yapmalı, hayat rutinini bununla dengelemeliyiz.
Ben pişman olmadım, siz de eminim olmayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder