4 Ağustos 2012 Cumartesi

Girişimci Mi? Memur Mu??

Biliyorsunuz bir ay önce işten ayrıldım. İlk 15 gün Datça, tatil falan derken geçiverdi, ama dönünce baktım ki yumurta kapıda.

Artık aksiyon zamanıdır, harekete geçme zamanıdır.


Öncelikli hedefim, yıllardan beri kalbimdeki arzu, 17 küsür senedir yaptığım gibi tam zamanlı ve maaşlı bir iş yapmak değil, çalışma hayatımın, yaşadıklarımın  birikimini, tecrübesini kullanarak yeni katma değer yaratmak. Başarabilecek miyim bilmiyorum, ama en azından denemezsem, gözüm açık gidecekmişim gibi geliyor. Ama diğer taraftan biriktirdiklerimi yazarak size  aktardığım gibi, mesela eğitmen olarak yüzyüze aktarma fikri de cazip geliyor.


İş fikri var mı derseniz, hala tam olarak yok, havada birşeyler uçuşuyor ancak kesinleşen bir fikir yok, ama olması için elden gelen yapılıyor.


Farkettim ki benim ve benim gibi bir çoğumuzun gerçeği şu:


İyi bir kurumsal firmada, oturmuş düzende belirlenmiş standartlarla çalışmaya alışmışız bir kere..Garantici çalışma anlayışı..


Bu çalışma sistemi , sizin kişisel özelliklerinizin, becerilerimizin, aklınızın baskalarından daha iyi ya da daha farklı olmasına gerek duymaz.  Zaten hepimiz yaşamışızdır, kurumsal hayatta hiçbirimizin yeri dolmaz değildir, bizim yerimize hemen yeni biri gelir ve çark daha yavaş ya da daha hızlı, ama bir sekilde  dönmeye devam eder.


Bizler, yani hep kurumsal firmalarda çalışanlar, düzeni en iyi sekilde devam ettirmeyi biliriz ama düzen oturtmaktan, yeni düzen kurmaktan  hiçbir şekilde haberimiz yoktur. Bu durum, evde böreğin içini kendin hazırlayıp, hamur yoğurup, yufka  açıp  börek haline getirmekte, marketteki donmuş gıda standından hazır börek alıp evde direk fırına atmak arasındaki fark gibidir.



Ben anladım ki benim önce üzerime yapışan şu kurumsal kimlikten, yani kolaycılıktan kurtulmam lazım. Bir de yıllardan beri farketmeden gözlerime takmış olduğum at gözlüklerinden.

Peki tüm bunları nasıl mı anladım?
Beş haftadır devam ettigim ve bu hafta bitirerek sertifika almaya hak kazandıgım KOSGEB Girişimcilik Kursu' ndan...






O uzun memuriyet hayatında sanki tüm yaratıcılığımı, tüm vizyonumu, tüm geniş bakış açımı, her şeyi yitirmişim gibi geldi birden. Kalıplarla düşünmeye başlamışım, biraz da korkak ve çekimser olmuşum.

Kurstaki sınıf arkadaşlarımın büyük çoğunluğu benden genç, çoğunun hem tecrübeleri hem eğitimleri  benim çok altımda..



Ama medeni cesaretleri, kararlılıkları, ve aslında en önemlisi üretici olma arzuları, benden çok öte.. Bu nedenle kendimi o sınıfta ilk günler oldukça ezik hissettim.


Tabii ki girişimci olup risk almak veya garantici olup memur olmak kişisel bir seçimdir.


Buna kimse karışamaz ve kimse bir şey de diyemez.
Ben konuyla ilgili ancak şunu söyleyebilirim.


Eğer seçimimiz bir yerde memur olmaksa, çalıştığımız kurumlarda kişiliğimizi kalıplaştırmak , dünyaya sadece kurumumuzun gözüyle bakmak, yaratıcılığımızı ve farklı bakış açılarımızı kaybetmek yerine yaşananları kazanım olarak değerlendirmek ve kendimizi, yaratıcılığımızı ve vizyonumuzu geliştirmek lazım.


Ama yine de bize düşen işin kolayına kaçmadan katma değer yaratmaktır zannımca..


Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...