12 Ekim 2013 Cumartesi

Murano..

Geçen sene annemler İspanya'ya gittiklerinde teyzem gelirken bana çok güzel bir kolye almıştı.

O formatın yüzük versiyonlarını görmüş ama hiç bu tarz bir kolye ya da yüzüğe sahip olamamıştım.

Hatta teyzemin aldığı o kolyeyi o kadar sevdim ki bütün yazı boynumda onunla geçirdim.

Özellikle mayonun üzerine çok yakışmıştı yeşil kolyem.

Bu tarzın adını biliyordum, adı muranoydu.

Aradan yaklaşık bir sene geçti, eşim bir iş gezisi için İtalya'ya gitti geçenlerde.

Eşimle İtalya'da daha önce 2 kere gitmiş keyifle gezmiştik, ancak daha önce Venedik'e gitme firsatımız hiç  olmamıştı.

Eşim İtalya'dan dönünce heyecanlı bir şekilde ve ballandıra ballandıra Venedik'i anlattı bize.

Çok farklı, mutlaka görülmesi gereken bir şehir olduğundan bahsetti uzun uzun.

Oralarda kayınbiraderimin baykuş koleksiyonuna yeni bir baykuş eklemek için yaptığı girişimle dudakları uçuklamış eşimin.

Tırnağından daha küçük bir boyuttaki camdan baykuş için kendisinden istenen rakama o kadar şaşırmış ki, geldiğinde bana bunu anlattı.

Sonradan anlamış ki sorduğu baykuş murano imiş.

Ben de murano kavramını, el işi olduğunu bilirdim ama gerisini sorgulamamıştım hiç bugüne kadar.

1200 lü yıllarda Venedik yakınlarındaki Murano adası cam ustalarının hizmetine sunulmuş. Öncelikli neden cam ustalarının çalışırken çıkardığı dumanın ve yaratacağı yangın tehlikesini bertaraf etmekmiş.

Bu adada cam ustalarına ait loncalar kurulmış ve burası dünya cam işçiliğinin merkezi haline getirilmiş.


O zamanlar yapılan kadehler ve hançerler o kadar önem kazanmış ki, padişahların kralların gözdesi olmuş bu işçilik.

Neden mi bu kadar önemliymiş kadehler ve hançerler?

Mesela kadehin içine bir damla zehir atarsanız kadeh hemen parçalanıveriyormuş. Ya metal kılıf içindeki bu hançerler vücuda saplanırsa içerde parçalandığından asla çıkartılamazmış, bu da düşmanın ölüm fermanının kesin imzalanması demekmiş.

Cam ustalığı bu kadar önem kazanınca ustaların adadan kaçmalarından korkulmaya başlanmış ve hatta adadan çıkmaları yasaklanmış. Ancak bir şekilde yolunu bulup kaçanlar da ünlü Bohemia camlarının yaratılmasına vesile olmuşlar.


                  
Bugün girişimcilere yapılmaya çalışılan destekler, otoritelerce desteklenen mesleki kümelenme çalışmalarının tümünün kaynağı sanki Murano gibi geliyor şu an düşününce. Aslına bakarsanız İtalya bu konuda gerçekten öncü sanırım. 

Bölgesel olarak peynir, makarna, şarap gibi diğer dallarda da ciddi kümelenme çalışmaları mevcut.

Söylenen o ki, bölgedeki büyük katedraldeki mozaik işçiliği ve mozaiklerin güzelliği, cam ustalarına da ciddi esin kaynağı olmuş. 

Günümüze geldiğimizde, orada hala cam işçiliği sürüyor, ancak tabii ki eski şekliyle değil. Şu anda tam olarak turistik gösteriler olarak yapılıyor cam işleri. 
Atölyelere girmek ve izlemek için para ödeniyor. İçeride resim çekmek yasak. Ve tabii ki 20 cm lik bir eser için ortalama 300 Eur civarında para ödeniyor.

İnşallah bir gün Allah kısmet eder de oraları görürüm. Eşim çocukların mutlaka görmesini istiyor oraları, onları götürürse bir gün ben de aradan kaynarım.

Ama oralara gidene kadar teyzem sağolsun, murano kolyemi takacağım. Hemen şimdi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...