22 Ocak 2013 Salı

Dondurma Kutusu...

Ben de çocuklar da çok şanslıyız.

Eşimin ailesi yılın büyük bir bölümü köyde yaşıyorlar ve orada olmanın gereğinden de fazlasını yapıyorlar.


Yani ekme, biçme, çiftçiliğin yanı sıra tarhana, salça, turşu, fasulye, nohut, mercimek, ev ekmeği, soğan, patates ve hatta pekmez, peynir, zeytin, reçel, yoğurt, köy yumurtası, köy yoğurdu,
 köy tavuğu.

Bu liste bitmez.

Sağolsun kayınvalidem tüm bunları yapmakla kalmaz bir de torunlarına yollar.


Ben ve eşim de eşantiyon olarak bu imkandan yararlanırız.


Köyün evimize 150 km uzakta olması nedeniyle, bu malzemelerin getirilmesi götürülmesi de ayrı bir uzmanlık gerektirmektedir.


Tüm bu nedenlerle evimizde her türlü atık madde geri dönüşümden geçer.


Yani yumurta kartonları, boş yoğurt kutuları, boş peynir kutuları, cam kavanozlar, eski gazeteler ve dondurma kutuları asla çöpe atılmaz.


Tüm bunlar eğer ben kıyamet kopmuş da birşey yapmayı becerebildiysem dolu ama, yüzde 90 boş olarak köye gider ve yukarıda saymakla bitiremediğim iyi tarım ürünleri ( Ne yazık ki organik diyemiyorum, eve yakın bir çok tarla var ve bu tarlalarda ne yazık ki bol bol tarım ilacı kullanılıyor.) bu kutu ve kavanozların içinde evimize gelir.


Özellikle dondurma kutuları çok kritiktir.

Buzlukta duran dondurma kutularında ya daha önce haşlanmış tavuğun suyu vardır, ya yoğurulmuş pişirilmeye hazır hale getirilmiş köfteler, kavrulmuş kıyma ya da zeytinyağlı fasulye.

Eğer bir çocuk buzluğu açtığında direk dondurmaya ulaşıyorsa o işte bir enteresanlık var demektir.

Gerçek anneler saklayacakları yiyecekleri saklama kabına koymaz, tupperware ya da ikea saklama kabı yoktur onların dünyasında. Dondurma kutusunda dondurmaya, ancak zengin ve elit ailelerde rastlanır.

Ya da dondurma kutusunda dondurmaya rastlandıysa o ev bekar ya da öğrenci evidir. Hemen bir anne çağırılmalı ve olaya el koyması sağlanmalıdır.

Hatta dondurma kutusundan başka bir şey çıkması o kadar normaldir ve kanıksanmıştır ki, açtığınızda eğer dondurma çıkarsa, " Hay Allah, canım nasıl da yaprak sarma çekmişti." ya da " Şöyle güzel zeytinyağlı sarımsaklı bir börülce olsaydı fena olmaz mıydı?" gibi demeçlerle karşılaşmak çok normaldir.

Daha şekilli olsun diye internette kolaylıkla erişebileceğiniz el işleri sitelerinde bu kutuları daha estetik hale getirmeye yönelik bir çok sayfa bulabilirsiniz.

Ama ben bunu hiç samimi bulmuyorum, doğal olmak her zaman tercihim olmuştur.




Dolapta zeytinyağlı börülceyi, kavrulmuş kıymayı, kuru köfteyi saklama kabında saklayan anne anne değildir, olsa olsa taşıyıcı annedir.

Akşam oldu, durun ben kalkayım da  kayınvalidemin elleriyle yaptığı ve yoğurt kutusuna koyarak yolladığı kuskusları alayım,güzel bir kuskus yapayım.

Beklerim efendim..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...