Bundan bir ay önce gazetede ve internette bir haber vardı.
O zaman okudum ama üzerinde konuşmak için kısmet bugüneymiş.
İzmit'e yaşayan bir baba oğluna aşı yaptırmayı reddetmiş.
Aile hekimliğinden ısrarla aranan baba, aşı yaptırmama konusunda direnince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kocaeli İl Müdürlüğünün talebi üzerine Kocaeli Çocuk Mahkemesi tarafından koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınmış.
Çocuk 3 aylık periyodlarda kontrol edilerek gelişiminde bir sorun olup olmayacağı takip edilecekmiş.
Bir baba neden çocuğuna aşı yapılmasını reddeder diye düşündüm biraz.
Korkmayın adam Scientologist tarikatından, plasenta yiyip tıbbi yardımı reddeden cinsinden değil.
Babanın kaygısı bambaşka.
Diyor ki, bebeklere yapılan aşılar içerisinde domuz kanı, köpek böbreği, maymun böbrek hücreleri, köpek balığı karaciğer yağı gibi insan vücuduna zarar verecek maddeler bulunuyor, bu nedenle de oğluna aşı yaptırmıyor.
Baba mahkeme kararına itiraz edeceğini ve gerekli yerlere dava açacağını söylüyor.
İlginç bir durum.
Biliyorsunuz Müslümanlıkta domuz günah. Yenmesi ve domuz ürünlerinden faydalanılması yasaklanmış.
Bundan uzun bir süre önce bir organ nakli ile ilgili benzer bir tartışma olmuştu.
Domuz yiyen bir insandan alınan bir organ Müslüman birisine nakledilir mi diye yapılan tartışma dinen caiz olmadığına karar verildiğinden o kişinin ölümü ile sonuçlanmıştı.
Bence bu aşı konusu daha sıkıntılı bir konu.
Ben de inançları nedeniyle domuz ürünlerinden yemeyen birisiyim.
Ama iş aşı, daha doğrusu çocuk sağlığı, canları yaşatmak ve insan hayatı olunca orada durmak lazım bence.
Bu konu aslında dünyada bir süredir tartışılan bir konuymuş ve hatta Malezya ve Küba bu konuya ciddi kaynak ayırarak AR-GE çalışmalarına başlamış. Hacca giden her Müslümana zorunlu olarak yapılan menenjit aşısından çıkan bu olay sonucunda, bir iki sene içinde özellikle menenjit aşılarında domuz kullanımı ortadan kaldırılacakmış.
Çok güzel bir gelişme.
Keşke ülke olarak buna biz ön ayak olabilseydik.
Ama o aşılar üretilene kadar, yani başka bir çare yokken, bu nasıl bir bakış açısıdır ki, "Çocuğum domuzlu aşıdan olmasın, gerekirse ölsün ama vücuduna domuz girmesin." anlayışını gerçekten aklım almıyor.
Haa, şunu anlarım, biz İslam dünyası olarak başka şeylerle uğraşmak yerine bilimde ilerlemiş ve bu tip konuları çözmüş olsak, ama hala devlet zorla ille de domuzlu aşı dayatsa, ben yine itiraz etmem, devlet benim için doğrusunu araştırmış ve sorgulamıştır derim, ama bu babayı belki birazcık da olsa anlarım.
Ama alternatifin çaresizlik ve extreme durumda ölüm olduğu bir durumda, çocuğunun hayatını hiçe saymayı anlamam mümkün değil.
Konuyu araştırırken rastladığım bir yazarın durumu " Müslümanın domuzla imtihanı " raddesine getirmesinden sonra zaten diyecek birşey kalmıyor.
Allah herkese akıl, fikir ve sağduyu versin.
O zaman okudum ama üzerinde konuşmak için kısmet bugüneymiş.
İzmit'e yaşayan bir baba oğluna aşı yaptırmayı reddetmiş.
Aile hekimliğinden ısrarla aranan baba, aşı yaptırmama konusunda direnince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kocaeli İl Müdürlüğünün talebi üzerine Kocaeli Çocuk Mahkemesi tarafından koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınmış.
Çocuk 3 aylık periyodlarda kontrol edilerek gelişiminde bir sorun olup olmayacağı takip edilecekmiş.
Bir baba neden çocuğuna aşı yapılmasını reddeder diye düşündüm biraz.
Korkmayın adam Scientologist tarikatından, plasenta yiyip tıbbi yardımı reddeden cinsinden değil.
Babanın kaygısı bambaşka.
Diyor ki, bebeklere yapılan aşılar içerisinde domuz kanı, köpek böbreği, maymun böbrek hücreleri, köpek balığı karaciğer yağı gibi insan vücuduna zarar verecek maddeler bulunuyor, bu nedenle de oğluna aşı yaptırmıyor.
Baba mahkeme kararına itiraz edeceğini ve gerekli yerlere dava açacağını söylüyor.
İlginç bir durum.
Biliyorsunuz Müslümanlıkta domuz günah. Yenmesi ve domuz ürünlerinden faydalanılması yasaklanmış.
Bundan uzun bir süre önce bir organ nakli ile ilgili benzer bir tartışma olmuştu.
Domuz yiyen bir insandan alınan bir organ Müslüman birisine nakledilir mi diye yapılan tartışma dinen caiz olmadığına karar verildiğinden o kişinin ölümü ile sonuçlanmıştı.
Bence bu aşı konusu daha sıkıntılı bir konu.
Ben de inançları nedeniyle domuz ürünlerinden yemeyen birisiyim.
Ama iş aşı, daha doğrusu çocuk sağlığı, canları yaşatmak ve insan hayatı olunca orada durmak lazım bence.
Bu konu aslında dünyada bir süredir tartışılan bir konuymuş ve hatta Malezya ve Küba bu konuya ciddi kaynak ayırarak AR-GE çalışmalarına başlamış. Hacca giden her Müslümana zorunlu olarak yapılan menenjit aşısından çıkan bu olay sonucunda, bir iki sene içinde özellikle menenjit aşılarında domuz kullanımı ortadan kaldırılacakmış.
Çok güzel bir gelişme.
Keşke ülke olarak buna biz ön ayak olabilseydik.
Ama o aşılar üretilene kadar, yani başka bir çare yokken, bu nasıl bir bakış açısıdır ki, "Çocuğum domuzlu aşıdan olmasın, gerekirse ölsün ama vücuduna domuz girmesin." anlayışını gerçekten aklım almıyor.
Haa, şunu anlarım, biz İslam dünyası olarak başka şeylerle uğraşmak yerine bilimde ilerlemiş ve bu tip konuları çözmüş olsak, ama hala devlet zorla ille de domuzlu aşı dayatsa, ben yine itiraz etmem, devlet benim için doğrusunu araştırmış ve sorgulamıştır derim, ama bu babayı belki birazcık da olsa anlarım.
Ama alternatifin çaresizlik ve extreme durumda ölüm olduğu bir durumda, çocuğunun hayatını hiçe saymayı anlamam mümkün değil.
Konuyu araştırırken rastladığım bir yazarın durumu " Müslümanın domuzla imtihanı " raddesine getirmesinden sonra zaten diyecek birşey kalmıyor.
Allah herkese akıl, fikir ve sağduyu versin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder