10 Haziran 2013 Pazartesi

Hobilerimiz.. Eğer Varsa..

Dün kızları arkadaşlarının evine bıraktık.Uzun zamandır yapamadığımız bir şey yapıp boğaza indik ve sahilde yürüdük.

Sahilde her zamanki gibi oltasını kovasını almış gelmiş bir sürü insan vardı.

Nasıl oldu bilmiyorum, laf lafı açtı ve konu hobilere geldi.

Bizim toplumumuzda nedense pek hobi anlayışı yok.

Sözlük anlamıyla Hobi veya uğraşı, yapılması gerekli veya zorunlu olmayan kişinin kendi mesleği dahilinde veya farklı meslek türüne giren genellikle boşta kalan zamanları değerlendirme amacıyla yapılan yetenek beceri geliştirici oyalayıcı iş fiil faaliyetlerinin bütününe verilen genel adlandırma.

Bizler hayatımızda ya çalışıyoruz, ya da uzanıp dinleniyoruz.

Ne büyüklerimizden görmüşüz, ne de aramızda bir şeyler yapmak isteyenlerimiz destekleniyor.

Boş zamanlarında birşeyler yapmak isteyen gençlere aileleri:

-Ders çalış boş boş durma böyle boş işlerle vaktini harcama 
diyor.

Büyüyüp kendi kararlarını kendileri verebilecek yaşa gelenler ya iş ev sarmalında kaybolup gidiyor, ya da maddi sebeplerle yapmak istediklerini yapamıyor.

Yaşlananlar ise emeklilik sendromuna girip en yakın sahil kasabasına kapağı atıyor ve koltuğunda boş boş oturup bulmaca çözüyor.

Biz öyle bir toplum, öyle bir ülkeyiz ki, daha ilkokul birinci sınıf çocukları akademik olarak iyi gelişsinler diye beden eğitimi ya da resim derslerinde matematik yaptırıyoruz.

Müzik dersi biraz ilginç olsa ve çocuğu yakalasak belki devam ettirecek ama blok flüt dayatmasıyla çocuğu müzikten de soğutuyoruz.

Beden eğitimi derslerimizde çok iyi hatırlarım, ilkokul birden lise sona kadar bütün sözlü notlarımız düz takla, ters takla ve amuda kalkmaktan verildi.

Ben şahsen sporu bu önemli üç hareketten ibaret sandım yıllarca.

Resim ile ilgili anılarımı hatırlamak bile istemiyorum. Orta birde çizgi çalışması yapıyorduk. Resim dersimize matematik öğretmeni giriyordu. Çizgileri elle çiziyorduk. Benimkilerden biri fazla düz olmuş. Öğretmen geldi, cetveli koydu, baktı dümdüz. Sen cetvelle çizdin diyerek bütün yaptıklarımı sildirdi.

Resim dersini de böyle bir travmayla kenara koyduk.

Ben böylece spor yapmayan, resim çizmekten nefret eden ve blok flüt sesini duyunca tüyleri diken diken olan bir birey olarak sıfır hobiyle 35 li yaşlara geldim.

Taa ki içimden gelen yazı yazma arzusuna kulak verene kadar.. Hayatımda ilk defa kimsenin zorlaması olmadan, kendi irademle ve kendim için birşeyler yapmaya ve keyif almaya başladım.

Çocuklarımız bize göre daha şanslı ama çok da değil.

Değişik bir hobi edinmeleri pek mümkün görünmüyor. Ancak sürünün parçası olarak ya bir müzik aleti çalıyorlar, ya da yüzme tenis jimlastik gibi standart bir sporla ilgileniyorlar, o da ailelerinin zoruyla, hiçbiri kendi seçimleri değil.

Yurt dışındaki yaşıtları gibi bungee jumping yapamıyorlar, her mahallede kay kay pisti yok, buz patenini sadece TV de görüyorlar, mahallelerde çocuk parkı dahi yok, en önemlisi kişi başına düşen gelirin de   etkisiyle ailelerin bu konuya ayırabilecekleri kaynak olmuyor.

Dün eşimle tartışırken aklıma birşey geldi.

Her okulda eğitsel kol, klüp vb adında bir ya da iki saatlik bir dilim oluyor.

Tüm Türkiye'de tüm okullarda bu saat aynı gün aynı saat olsa.

Toplum gönüllüleri, hobi sahipleri, eğitmenler, sporcular, müzisyenler bu saatlerde vakitlerini okullara ayırsalar.

Mesela Bakırköy'de 50 tane ilkokul olsun.

Hepsi Çarşamba günü son iki saatini faaliyet saati yapsa..

Farklı okullardan  çocuklar ilgilerine göre bir araya getirilse.

iki tane bir okuldan, üç tane diğer okuldan, beş tane de öteki okuldan toplam 5 çocuk her hafta mesela gönüllü bir heylen hocasıyla çalışsa. Başka değişik okullardan bir araya gelen 10 çocuk Haliç'te kürek çekse, başka bir on çocuk bir atölyede halı dokusa, ne bileyim farklı tercihi olan çocuklara farklı konularda farklı ufuklar açabilsek.

Çok çok zor olduğunu düşünmüyorum.




Gönüllülerin desteğiyle bu iş olur ve birçok çocuğu çok farklı dünyalarla tanıştırabiliriz diye umuyorum.

Çok mu hayal kuruyorum?

Çok Önemli Not : Bazılarımız "Keşke hobimiz işimiz olsa, daha mutlu olurduk." diyecektir. Tanım gereği( bakınız yukarıda) hobiniz iş dışı faaliyet olacak. İşiniz hobi olunca, tanım gereği o hobi olmaktan çıkıyor ve kendinize yeni bir hobi bulmak zorunda kalıyorsunuz. Benden söylemesi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...