26 Ağustos 2013 Pazartesi

Balkan Tadları...

Hayat gezince güzel demiş Fatih Türkmenoğlu..

Çok haklı..

Ben de katılıyorum.

Gezerken etrafı tanımak hoş ama bence gezmenin en önemli parçası yerel kültürü tanımak ve bunun bir parçası olarak da yerel yemekleri tadmak.

Ben de yemeği içmeyi sevdiğimden, gezilerin bu bölümünden özellikle çok hoşlanırım.

Son gezimde neler yaptık adım adım anlatmak değildi amacım, zira geçen yazımda da bahsetmiştim bundan.

Ama bu defa bir değişiklik yapayım, neler yedik içtik, ondan söz edeyim istedim size.

Özellikle Balkan bölgesinin baskın birkaç tadından ve yemeğinden söz edeceğim.

Bahsettiğim gibi gezide 3 ülkeye uğradık. Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan.

Bulgaristan'da gezmek hoştu da yeme içme bölümü et hassasiyetimizden ötürü zorluydu. Zaten Hasköy'de oturduğumuz kafede de öğlen herkes bildiğimiz kızarmış ekmeğin üzerine kaşar konarak ve eritilerek hazırlanmış birşey yiyordu. Kaldığımız otelde de sabah kahvaltısında sadece bunu bulunca, anladık ki durum sıkıntılı. Yani et hassasiyetine bile gerek kalmadı zira ortamda pek et yoktu.

Bulgaristan'dan aklımda kalan yemek , onların ünlü salatası Shopska sadece..
Bu hazırlaması kolay ve lezzetli bir salata.

Aslında malzemelerin bir kısmı bizim çoban salatasına benziyor.

Domates ve salatalıkları iri iri doğruyoruz. Yani bizdeki gibi değil bayağı büyük. Ceviz büyüklüğüne yakın. Sonra domatesleri ve salatalıkları soymuyoruz kesinlikle. Yoksa shopska olmaz.

Soğanları da ikiye bölüp sonra yarım ay şeklinde ancak kalın kalın doğruyoruz. Maydanoz, biber gibi bizim salataya koyduğumuz malzemeler yerine mümkünse közlenmiş kırmızı biber ekliyoruz. Bir de zeytin. Ama öyle az değil bol bol koyuyoruz zeytini.

Sonra sert bir beyaz peynir alıyoruz ve o peyniri ince ince rendeliyoruz. Salata malzemelerimizi karıştırıyoruz, en üste rendelenmiş biberi koyuyoruz. Daha sonra zeytinyağ, tuz ve sirkemizi ekliyoruz. Salatamız hazır.




Yunanistan'a gittiğinizde ise başka bir salatayla karşılaşıyorsunuz, ancak farkları yok denecek kadar az. Bu salatanın adı da Grek Salata.

Bu salataya közlenmiş biber doğramıyoruz. Peynirde de bir fark var. Buna da peynir koyuyoruz ama nerdeyse bir kalıp peyniri rendelemeden doğramadan salatanın üzerine oturtuyoruz. Zeytinyağını da salata malzemelerinin üzerinden ziyade, beyaz peynirin üzerinde gezdiriyoruz. Yani beyaz peynirin üzerinde yoğun sarı hatta yeşil sızma zeytinyağının çarpıcı rengi farkedilecek.

Hazır Yunanistan'a geçmişken bir de Kavala kurabiyesinden bahsetmek lazım.
Ben aslında tatlı sevmem ama ben bile Kavala kurabiyesinden bir tane yiyebiliyorum.

Aslında Edirne'den eşimin sık sık getirdiği ve bu nedenle tadına aşina olduğum bir kurabiyedir Kavala kurabiyesi.

Kavala'ya gitmişken almadan olmaz dedik ama duyduk ki en güzeli Kavala'dan değil, İskeçe'den alınıyormuş dediler. Biz de İskeçe'den birkaç kutu aldık.

Kavala kurabiyesi denen kurabiye aslında bir çeşit un kurabiyesi. Tereyağı ve pudra şekeri ile hazırlanıyor. Ama standart un kurabiyesinden en çarpıcı farkı içinde bol bol badem bulunması.Ama öyle ufalanmış küçük küçük değil. Yerken ağzınıza bütün bütün kavrulmuş bademler geliyor. Bu kurabiyenin en önemli özelliği neredeyse bir yıla yakın bir süre tazeliğini sürdürebiliyor olması. Oraya kadar gidemem diyenlere Edirne'den Keçecizade'den alıp afiyetle yemelerini öneririm.

Bu yeme içme faslının Balkanlardaki son halkası olarak benim en sevdiğim kısma geldik. Size Üsküp köftesini anlatmayacağım, zira bence çok çok esprisi yok. Eşim iş için ne zaman Bosna'ya gitse isli et alır oradan ve kızlar bunu yemekten çok hoşlanır.

Makedonya'nın Gostivar adlı şehri Türk yoğun bir şehir, ciddi bir Müslüman cemaati var. Hatta Başbakan bile bu şehre gidip miting düzenliyor. Bu şehirde Vitamin Ali denen bir market var. Bu marketten güvenle sucuk vb de alınabiliniyor. İşte bu markette Boşnak usulü isli et de satılıyormuş. Biz de gidip aldık. Boşnaklar bunu kuru fasulyeye koyuyorlarmış ama bizim kızlar ince ince pastırma gibi keserek kahvaltıda yemeği seviyorlar. Deniyor ki Boşnakların yoğun yaşadığı Pendik ve Bayrampaşa yöresinde de isli et temin etmek mümkünmüş.

Geçen hafta arkadaşlar bizi Alibeyköy'de Balkan tulumbacısına götürdüler. Onca yıldır İstanbul'dayım  bu tulumba tatlıcısı kümelenmesinden haberdar değildim. Gidince yanyana bir çok tulumba tatlıcısı vardı. Girdiğimiz tatlıcı da Gostivar'danmış. Orada da tulumba tatlıcıları olduğunu söyledi ama ne yalan söyleyeyim ben orda gezerken  hiç görmedim. Tatlı sevenler için bir Alibeyköy ziyareti zamanı gelmiştir. Sıcak sıcak , içi yumuşak ve en büyük boy tulumba yemek isteyenlere duyurulur.

Akşam yemeğinde Shopska yapacaklar parmak kaldırsın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...