Sabah ekşi sözlük'e bakacaktım, tıkladığım anda bir süt reklamı karşıladı beni.
Yetişkinler için çikolatalı süt.
Portakallısı da varmış.
Reklam içeriğini beğenmedim, ama mevzu bu değil.
Hamilelik günlerim geldi aklıma.
Doktor "Süt içmelisin." demişti.
"Hem de ikiz hamilesin, çocuk başına yarım kilo, yani her gün bir kilo süt." demişti." İçmezsen o gençler seni düşünmez, senin kemiklerini çeker, onlara birşey olmaz, olan sana olur."
İçmeye çalıştım, bir gün, iki gün, beş gün, on gün. Ama bitmiyor kardeşim. Tam 37 hafta bu.
Olmuyor, içilmiyor, düşünün her gün bir litre.
Kakaolu süte başladım, bıkınca muzlu, ondan nefret edince çilekli.
Hepten sıtkım sıyrılınca yine sadeye dönüş.
O zaman şükretmiştim. Ya şu aromalı sütler olmasaydı, nasıl içerdim diye..
Şu anda durumum süt bardağına dahi bakamamak noktasında.
Ama bir şekilde katlanılıyor.
Daha sonra kızlar doğdu, büyüdü, derken yaşlarına geldiler.
Artık onların da süt içmesi gerekiyordu.
Ama devam sütünden sonra sanırım normal sütün tadı pek hoşlarına gitmemişti.
Zorladık ettik, tık yok. İçmiyorlar.
E içmeden olmaz, ne yapacağız diye kara kara düşünmeye başladık.
Bundan sonraki bölümü doktorlar okumasın, ben bir hile yapmaya karar verdim.
Markasını vermek istemediğim bir çeşit süte konan kakao var. Çok lezzetli laf aramızda, ben bile evde varsa süte koyar içerim arada sırada.
Neyse o kakaodan aldık. Pakette bir bardağa iki çorba kaşığı filan yazıyor.
O kadar koysak heralde çocuğun karaciğeri filan kalmaz diye düşündüm.
Daha az, bir çorba kaşığı filan koyduk. Sonuç başarılıydı.
Ertesi gün yeniden. İçtiler.
Daha da ertesi gün.
Sonuç süper.
Ama bu böyle gitmezdi.
Ertesi gün süte daha az koydum o nesneden.
Sonra daha az.
Daha da az.
Bir süre sonra sade süte dönmüştük ve bizim kızlar zokayı yutmuştu.
Nereden nerelere geldik.
Sade sütün tadını sevmeyenler, gaz yaptığı için içemeyenler var. Süt intoleransı olanlar da.
Diyetisyene gittiğim dönemde bana aslında süt içmenin çok da iyi olmadığını, mayalı halini tüketmenin, yani yoğurt ya da kefir içmenin daha iyi olduğunu söylemişti diyetisyenim. Tam da yazımı yazarken sevgili kayınbiraderimin "kefir üzerine denemeler" adlı eserini okuyunca kefir konusuna başka bir yazıda detaylıca değinelim diye düşünüyorum.
Sonuç olarak ne olursa olsun çocuklar için de zaman içinde kemik erimesi gerçeğine maruz kalacak kadınlar için de süt çok önemli.
Ama mevzu bahis reklamda işlenen şekliyle değil de, gerçekten faydalı bir gıda maddesi olduğu için satılsa ve reklamı yapılsa daha iyi olur kanaatindeyim.
Herkese beyaz bıyıklı gülümsemeler dilerim.
Yetişkinler için çikolatalı süt.
Portakallısı da varmış.
Reklam içeriğini beğenmedim, ama mevzu bu değil.
Hamilelik günlerim geldi aklıma.
Doktor "Süt içmelisin." demişti.
"Hem de ikiz hamilesin, çocuk başına yarım kilo, yani her gün bir kilo süt." demişti." İçmezsen o gençler seni düşünmez, senin kemiklerini çeker, onlara birşey olmaz, olan sana olur."
İçmeye çalıştım, bir gün, iki gün, beş gün, on gün. Ama bitmiyor kardeşim. Tam 37 hafta bu.
Olmuyor, içilmiyor, düşünün her gün bir litre.
Kakaolu süte başladım, bıkınca muzlu, ondan nefret edince çilekli.
Hepten sıtkım sıyrılınca yine sadeye dönüş.
O zaman şükretmiştim. Ya şu aromalı sütler olmasaydı, nasıl içerdim diye..
Şu anda durumum süt bardağına dahi bakamamak noktasında.
Ama bir şekilde katlanılıyor.
Daha sonra kızlar doğdu, büyüdü, derken yaşlarına geldiler.
Artık onların da süt içmesi gerekiyordu.
Ama devam sütünden sonra sanırım normal sütün tadı pek hoşlarına gitmemişti.
Zorladık ettik, tık yok. İçmiyorlar.
E içmeden olmaz, ne yapacağız diye kara kara düşünmeye başladık.
Bundan sonraki bölümü doktorlar okumasın, ben bir hile yapmaya karar verdim.
Markasını vermek istemediğim bir çeşit süte konan kakao var. Çok lezzetli laf aramızda, ben bile evde varsa süte koyar içerim arada sırada.
Neyse o kakaodan aldık. Pakette bir bardağa iki çorba kaşığı filan yazıyor.
O kadar koysak heralde çocuğun karaciğeri filan kalmaz diye düşündüm.
Daha az, bir çorba kaşığı filan koyduk. Sonuç başarılıydı.
Ertesi gün yeniden. İçtiler.
Daha da ertesi gün.
Sonuç süper.
Ama bu böyle gitmezdi.
Ertesi gün süte daha az koydum o nesneden.
Sonra daha az.
Daha da az.
Bir süre sonra sade süte dönmüştük ve bizim kızlar zokayı yutmuştu.
Nereden nerelere geldik.
Sade sütün tadını sevmeyenler, gaz yaptığı için içemeyenler var. Süt intoleransı olanlar da.
Diyetisyene gittiğim dönemde bana aslında süt içmenin çok da iyi olmadığını, mayalı halini tüketmenin, yani yoğurt ya da kefir içmenin daha iyi olduğunu söylemişti diyetisyenim. Tam da yazımı yazarken sevgili kayınbiraderimin "kefir üzerine denemeler" adlı eserini okuyunca kefir konusuna başka bir yazıda detaylıca değinelim diye düşünüyorum.
Sonuç olarak ne olursa olsun çocuklar için de zaman içinde kemik erimesi gerçeğine maruz kalacak kadınlar için de süt çok önemli.
Ama mevzu bahis reklamda işlenen şekliyle değil de, gerçekten faydalı bir gıda maddesi olduğu için satılsa ve reklamı yapılsa daha iyi olur kanaatindeyim.
Herkese beyaz bıyıklı gülümsemeler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder