12 Ekim 2012 Cuma

On Yedi Benli Şadiyem..

Bundan birkaç ay önce yazmıştım. Bir sabah kalktım, giyindim, işe gideceğim, parfümümü sürdüm ve boynum çok fena yandı.

Baktım ki bir benim hafif kanıyor boynumda..

Çok korktum, hemen o gün doktora gittim.

Doktor "Et benleri tehlikeli değil, ama böyle sık sık takılabilir, isterseniz alalım rahat edin "dedi.

Dermatolog samimi bir arkadaşım var, o anda aldırmaya cesaret edemedim, onu aradım, "Aldırabilirsin, tehlikeli bir şey değil" dedi.

Ben cesaret edemedim hemen..

Biraz düşüneyim dedim, bu arada o takılan ben, kurudu, morardı ve koptu gitti..

Aradan üç dört ay geçti, bu hafta başı arkadaşım aradı, "Hadi gel de alalım benlerini " dedi.

Dün boynumdan 5-6 tane, kolumun altından 4-5 tane ben alındı. Yakarken biraz mangal koktu :)

Aslında daha çok vardı alınması gereken..Ama ben 40 yaşında olduğum halde hala iğneden korktuğumdan ve her ben için de bir iğne yapılması gerektiğinden, ben 10 iğneden sonra, artık yettiğine karar verdim. Öyle ya, diğerleri yani kalanlar bana yakışıyor..(Eskiden yüzünde ben varsa, saçın uzunsa, biraz da kiloluysan senden güzeli yokmuş. On yedi benli Şadiyem diye türkü var bu memlekette, size o kadar diyeyim..)

**
Kendimi hafiflemiş hissettim.Yokluklarına henüz alışamadım..

***
Hepimizde ben vardır, az ya da çok hepimizde..

Ama hep benlerle ilgili olumsuz ön yargılarımız vardır.

Kötü ve tehlikeli olduğunu düşünürüz hep..

Bu operasyon esnasında biraz bakıp detaylıca öğreneyim istedim..

***

Vücudumuzdaki her kahverengi kabarıklık 'ben' değilmiş mesela..

Benler nasıl oluşuyor bilinmiyormuş , doğuştan gelenler var. (mesela bende bir sürü) Bir de sonradan olanlar var, güneş ışığı da sonradan olanların artmasına yol açıyor.

Doktorum yaş ilerledikçe ve doğum sayısı arttıkça da benlerin artmasının normal olduğunu, yani bu özellikleri taşıyanların çok da korkmamasını söyledi.
Yani tüm benler tehlikeli değil. Dikkatli bakarsak biz bile tehlikeli olanı anlayabilirmişiz.

Ancak devamlı darbe alan yerlerdeki benlere daha çok dikkat etmeliymişiz. Mesela sütyenin lastiğinin, kemerimizin değdiği yerlerdekine, ayağımızın altında olanlara gibi..

Benler benimki gibi hayatımızı olumsuz etkilemeye başlarsa (örneğin kolumun altındaki yıllar önce kazağımın ipine takıldı ve sıkıştı) bu benlerin çıkarılması gerekiyor.





Ya keserek ya da yakarak benler alınıyor. Bir dermatolog tarafından gerekli koşullar sağlanarak yapılan operasyonun hiçbir tehlikesi yok, ancak bende olduğu gibi kopma, kesilme, takılma gibi durumlar tehlikeye yol açabiliyor.
Derimize rengini veren pigmentlerin kontrolsüz olarak çoğalması ise malin melanom denen tehlikeli cilt kanserine yol açıyor. Kalıtımsal da olabiliyor, kimyasalların aşırı kullanımı da yol açabiliyor ama asıl  sorunun güneş ışığı olduğu söyleniyor.

Her organımızı olduğu gibi derimizi de periyodik olarak kontrol etmemizde fayda var. Eğer malin melanomu erkenden farkeder ve doktorumuza gidersek onun da çözümü var.

"Bu konuda kimler daha dikkatli olmalı ?" derseniz :

  • Açık tenli, açık renk gözlü, kızıl - sarı saçlı, kolay bronzlaşamayan kişiler. 
  • Ailesinde deri kanseri, malin melanom olan kişiler. 
  • Anormal görünümlü benleri olanlar. 
  • Ağır güneş yanıkları geçirmiş kişiler. 
  • Doğumsal çok sayıda benleri olanlar.
diye sayabiliyoruz.

Benim var diye korkmayalım, kendimizi periyodik olarak kontrol edelim, bronz görüneceğiz diye kösele olana kadar güneşte kalmayalım derim..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...