27 Şubat 2012 Pazartesi

Deniz Yıldızı ve Okuma Odaları

Aslında gazetede konuya rastlayalı çok oldu ama yazmak için kısmet  bugüneymiş.


Hep konuşuyoruz ya, yaşama amacımız iyi bir okul bitirip, iyi bir iş bulup, iyi para kazanıp, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak biliyorsunuz.

İşte bu kişilerden biri..John Wood.

35 yaşlarındayken, Microsoft’ta çalışıyormuş.

1991’de işe başladığı Microsoft’ta, Asya ve Avustralya’dan  sorumlu pazarlama direktörlüğüne kadar yükselmiş. Gayet iyi ve prestijli işinden kazandığı paralarla istediği yerde istediği tatili yapıyormuş.

Ama 1998 yılında çıktığı tatil onun bütün hayatını değiştirmiş. Tatilde bir Himalaya köyüne trekking’e gitmiş. Orda bir öğretmenle tanışmış ve öğretmenin davetiyle köyde  450 çocuğun okuduğu okula gitmiş.

Okulda onu çok şaşırtan bir şey olmuş. Okulda o kadar az kitap varmış ki, sadece 20 tane, öğretmenler bu kitapları kilit altında saklıyorlarmış. Okul müdürü John Wood’un şaşkınlığını görünce, ona “Beyefendi, belki bir gün kitaplarla bizi tekrar ziyaret eder ve sevindirirsiniz” demiş.

John Wood kendi kendine söz vermiş ve sonrasında bir yıl boyunca hazırlık yapmış. Nepal’ e ikinci kez tatil için değil, yanındaki 3000 kitabı ulaştırmak için gelmiş. Çocukların sevincini görünce ağlamaya başlamış ve işyerine dönünce istifa ederek, hayatını çocukların eğitimine adamış.

***
John Wood 2001’de iki arkadaşıyla ‘Room to Read’ (Okuma Odaları) adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş açmış. ‘Room to Read’in amacı, yeryüzünün neresinde olursa olsun kütüphanesi bulunmayan okullarda çocuklar için ‘okuma odaları’ kurmakmış. (Çok şaşıracaksınız, Türkiye’de bir benzerini benim programlarını eleştirdiğim Müge Anlı yapıyor. Kendisini kutlamak gerek.)  Ne yazık ki sadece kütüphane kurmak yetmemiş. Kütüphanelere çocukların okuyabileceği kitaplar koymak gerekmiş.


John Wood bunun üzerine bir de yayınevi kurmaya karar vermiş. Garhwali, Xhosa, Lao, Tharu, Bundeli, Tsonga gibi ismini bile duymadığımız dillerde kitaplar basmış. Bununla da yetinmemiş, kız öğrencilerin eğitim için büyük güçlüklerle karşılaştığını görünce, yoksulluktan okuyamayan 13 bin 500 kız çocuğuna maddi destek sağlamış.


Benim kendi adıma, okuyunca kendimden utandığım bir hikaye..


Evet,  benim 35 yaşında işimi gücümü bırakıp, hayatımın sonuna kadar kendimi hayır işlerine adayabileceğim bir birikimim yok. Ama  bu olaydan aldığım mesaj, "Herşeyi maddiyatla ölçmemek lazım, herkes birşeyler yapabilir, bazen bir kişinin bile dünyayı değiştirebilir." yönünde. Ayrıca bu organizasyonu General Elektrik mükemmeliyeti ve Rahibe Teresa şefkatiyle yaptığını ifade ettiğini de iletmek isterim.

Bazen o kadar kaderci davranıyoruz ki, sanki her şey bitmiş, her şeyi kabul etmek zorundaymışız gibi..Oysa hepinizin bildiği denizyıldızı hikayesinde olduğu gibi, sadece bir tanesini denize yetiştirebilsek ve onu kurtarsak, en azından bir denizyıldızının  hayatı kurtulmuş olacak, belki o denizyıldızı ileride dünyayı değiştirecek.


Etrafınıza bakın lütfen, kurtarabileceğiniz en azından bir deniz yıldızı dahi yok mu??

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...