Birkaç gündür acı üstüne acı geliyor biliyorsunuz.
Yazsam mı yazmasam mı, yazdığımı koysam mı koymasam mı modundayım hep, bir taraftan da okurlarımdan "Millet ne derdinde, sen aşk meşk yazıyorsun." şeklinde mailler geliyor, ne yapacağımı şaşırdım.
Haklılar aslında, ama keşke ben yazmayınca tüm sorunlar hallolsa..
E, Sinan Çetin gibi yaratıcı değilim, konuyla ilgili fikir ve polemik de üretemiyorum ki onları yazayım..
Bu nedenle de affınıza sığınarak kendi meşrebimce yazmaya devam edeceğim.
***
Bir süre önce bir arkadaştan duymuştum adını.
Pinterest..
Aslında her gün eline bilgisayar alıp üç beş dakika bişiler bakmaya çalışan bir insanım.
Adını ilk arkadaştan duyup hayli utanmıştım.
O zamanlar girmek için davetiye gerekiyordu, girememiştim.
Oraya buraya saldırıp davetiye de isteyemediğimden kuyruğumu apışarama alıp, dizimi kırıp oturmuştum.
Gün oldu devran döndü, davetiye zorunluluğu kalktı, ben de şu Pinterest ne menem şeymiş, bakma fırsatı buldum.
Ne zamandır yazacaktım ama kısmet bu güneymiş.
Çok sade bir şekilde anlatmak gerekirse "Görsel paylaşım sağlayan bir site" diyebiliriz.
İster kendi çektiğiniz fotoğrafları koyabiliyorsunuz, isterseniz biriktirdiğiniz görselleri paylaşabiliyorsunuz.
Kendi sayfanız var ve bu sayfada kendi görsellerinizi ya da başkalarının koyduğu ve beğendiğiniz görselleri paylaşabiliyorsunuz.
Dezavantajı halen İngilizce olması, bana Twitter'ın ilk zamanını hatırlattı, biliyorsunuz Türkiye'de Facebook'un ezici ağırlığı, Twitter'ın uzun süre İngilizce'de ısrar etmesinden kaynaklanıyordu. Ne zaman Türkçe'ye geçtiler, patlama yaşadılar. Ben aynı durumun Pinterest'de de yaşanacağını tahmin ediyorum.
Yanlış saymadıysam 33 kategori var.
Örnek vermek gerekirse, hayvanlar, el sanatları, yeme içme, bahçe, tarih, saç ve güzellik, ev dekorasyonu vb vb.
Ben tabii ki anasayfamı kedilerle doldurdum, beni tanıyanlar için şaşırtıcı olmadığını umuyorum.
Yeme içme sayfası çok tehlikeli, ben yemek saatinden hemen önce baktım ve sonuçları hiç iyi olmadı.
Sizlere de açken bakmanızı önermiyorum.
Ama erken emekli olmayı isteyip el işleri sayfasına takılmak isteyen insanlar tanıyorum. Ya da sırf o el işlerinden yapmak için İngilizceyi sökmek isteyen arkadaş annelerimiz var.
Diğer uyarım da, açmadan önce elinize cep telefonunuz alın ve yarım saate kurun, sonra siteye girin.
Yoksa bir bataklığa saplanır gider, saatlerin nasıl geçtiğini anlayamazsınız.
Ben gezmek istediğim ya da gezdiğim yerlerin fotoğraflarını görmek adına yararlandım diyebilirim.
Siteye girenler beni onaylayacaktır, sanki kadınlar erkeklere göre daha fazlaymış gibi içeride.
Umarım bu durum ileride siteyi yemek-saç-baş-rimel-ayakkabı sitesine çevirmez.
Firmaların Facebook reklamlarından istedikleri performansı alamadığı ve artık Pinterest'i kullanacağı söyleniyor.
Öte yandan eğer bir şeyler üretip satan bir kişiyseniz iseniz Pinterest'i satış mecrası olarak da rahatça kullanabilirsiniz.
Sonuç olarak bizi, Twitter, Facebook gibi bloke edecek bir sosyal medya daha geliyor, hatta geldi.
Siz de kendi gözlerinizle bir bakalım, siz ne karar vereceksiniz.
Yazsam mı yazmasam mı, yazdığımı koysam mı koymasam mı modundayım hep, bir taraftan da okurlarımdan "Millet ne derdinde, sen aşk meşk yazıyorsun." şeklinde mailler geliyor, ne yapacağımı şaşırdım.
Haklılar aslında, ama keşke ben yazmayınca tüm sorunlar hallolsa..
E, Sinan Çetin gibi yaratıcı değilim, konuyla ilgili fikir ve polemik de üretemiyorum ki onları yazayım..
Bu nedenle de affınıza sığınarak kendi meşrebimce yazmaya devam edeceğim.
***
Bir süre önce bir arkadaştan duymuştum adını.
Pinterest..
Aslında her gün eline bilgisayar alıp üç beş dakika bişiler bakmaya çalışan bir insanım.
Adını ilk arkadaştan duyup hayli utanmıştım.
O zamanlar girmek için davetiye gerekiyordu, girememiştim.
Oraya buraya saldırıp davetiye de isteyemediğimden kuyruğumu apışarama alıp, dizimi kırıp oturmuştum.
Gün oldu devran döndü, davetiye zorunluluğu kalktı, ben de şu Pinterest ne menem şeymiş, bakma fırsatı buldum.
Ne zamandır yazacaktım ama kısmet bu güneymiş.
Çok sade bir şekilde anlatmak gerekirse "Görsel paylaşım sağlayan bir site" diyebiliriz.
İster kendi çektiğiniz fotoğrafları koyabiliyorsunuz, isterseniz biriktirdiğiniz görselleri paylaşabiliyorsunuz.
Kendi sayfanız var ve bu sayfada kendi görsellerinizi ya da başkalarının koyduğu ve beğendiğiniz görselleri paylaşabiliyorsunuz.
Dezavantajı halen İngilizce olması, bana Twitter'ın ilk zamanını hatırlattı, biliyorsunuz Türkiye'de Facebook'un ezici ağırlığı, Twitter'ın uzun süre İngilizce'de ısrar etmesinden kaynaklanıyordu. Ne zaman Türkçe'ye geçtiler, patlama yaşadılar. Ben aynı durumun Pinterest'de de yaşanacağını tahmin ediyorum.
Yanlış saymadıysam 33 kategori var.
Örnek vermek gerekirse, hayvanlar, el sanatları, yeme içme, bahçe, tarih, saç ve güzellik, ev dekorasyonu vb vb.
Ben tabii ki anasayfamı kedilerle doldurdum, beni tanıyanlar için şaşırtıcı olmadığını umuyorum.
Yeme içme sayfası çok tehlikeli, ben yemek saatinden hemen önce baktım ve sonuçları hiç iyi olmadı.
Sizlere de açken bakmanızı önermiyorum.
Ama erken emekli olmayı isteyip el işleri sayfasına takılmak isteyen insanlar tanıyorum. Ya da sırf o el işlerinden yapmak için İngilizceyi sökmek isteyen arkadaş annelerimiz var.
Diğer uyarım da, açmadan önce elinize cep telefonunuz alın ve yarım saate kurun, sonra siteye girin.
Yoksa bir bataklığa saplanır gider, saatlerin nasıl geçtiğini anlayamazsınız.
Ben gezmek istediğim ya da gezdiğim yerlerin fotoğraflarını görmek adına yararlandım diyebilirim.
Siteye girenler beni onaylayacaktır, sanki kadınlar erkeklere göre daha fazlaymış gibi içeride.
Umarım bu durum ileride siteyi yemek-saç-baş-rimel-ayakkabı sitesine çevirmez.
Firmaların Facebook reklamlarından istedikleri performansı alamadığı ve artık Pinterest'i kullanacağı söyleniyor.
Öte yandan eğer bir şeyler üretip satan bir kişiyseniz iseniz Pinterest'i satış mecrası olarak da rahatça kullanabilirsiniz.
Sonuç olarak bizi, Twitter, Facebook gibi bloke edecek bir sosyal medya daha geliyor, hatta geldi.
Siz de kendi gözlerinizle bir bakalım, siz ne karar vereceksiniz.
Bir kaç ay önce kullanmaya başladım
YanıtlaSilSöylediğiniz gibi farkına bile varmadan saatler harcıyorsunuz.
Yapılan araştırmalarda diğer sosyal paylaşım sitelerinden daha fazla pinterest de vakit geçirildiği sonucu çıkmış.
Ben bunu farkına bile varmadan fotoğrafların büyüsüne kapılıp sayfalar arasında kaybolmaya bağlıyorum.Görseller müthiş...
Ve evet maalesef ingilizce bilmeyenler için kullanımı biraz zor
Belkide bu sebeple şimdilik çok fazla vakit geçiremiyorum orada.Daha doğrusu ben paylaşımda bulunmakta zorlanıyorum ama her çekim öncesi zaman ayırıp yeni fikirler edinmeme yardımcı olan bir site olduğunu itiraf edebilirim:)
Sanırım sizi mesleğiniz gereği daha da fazla ilgilendiriyor..
SilEn kısa sürede sizin de fotoğraflarınızı orada izlemek ve pinlemek dileğiyle..
Sevgiler..