3 Mart 2013 Pazar

Romantik Komedi 2

Son zamanlarda hep ciddi konularda yazdık, yok çocuk yetiştirme, yok beslenme yok kanser..

Canınız sıkıldı biliyorum.

Ben de son zamanlarda sıkıldım, cuma günü biraz kafamı dağıtayım dedim ve eşimden ve çocuklarımdan gizli gizli Romantik Komedi 2'ye gittim.

Film nasıldı derseniz gayet keyifliydi, ben şahsen eğlendim ve güldüm.

Ama anlatmak istediğim başka bir şey aslında.

Tamam ben eğlendim hoşlandım da, eğer kızlarım bu filmi seyretseydi neler hissederdim sizlerle onu paylaşmak istiyorum.

Başrolde 3 genç kız ve 4 erkek var.

Kızların hepsi çok güzel, e erkekler de fena değil.

Kıyafetlerin tümü en son model ve son derece pahalı ve marka.

Yaşanılan evler o kadar güzel ve lüks ki, insan gerçekten mutsuz oluyor.

Özellikle bebeğin doğum günü partisinin yapıldığı ev ve bahçeye herhalde ülkemizde en fazla 1000 aile sahiptir.

Arabalar, saçlar, çantalar, evlerdeki aksesuarlar o kadar hoş ki, hem gözünüz gönlünüz okşanıyor ama diğer yandan da çok plastik, gerçekten uzak bir ilişkiler yumağının gelmekte olduğunu anlıyorsunuz.

Filmdeki baş kadın oyunculardan biri evli ve diğeri de nişanlı.

Hatta filmde kız isteme ve kına sahneleri oldukça neşeli. Tekirdağ'da çekilen kına sahnelerinin 2.5 milyon kez tıklandığını okudum.

Kız isteme sahnesinin geçtiği "dağ başındaki" ev ve evin iç dekorasyonu çok güzeldi. O evin ve o yerin  neresi olduğunu bilsem gidip görürdüm.

Ama örneğin  sevgilisini annesine tanıştırmaya giden gence annesi" Neden evleniyorsunuz, yoksa kız hamile mi?" dedi örneğin. Yani anlaşıldığı gibi hamile değilsen evlenmeye gerek yok. Evlilik nedir ki?

Yine aynı anneye göre kına töreni ve kınada kalkıp oynamak da çok banal. Allahtan Burcu Kara kocasının ona içirmeye kıyamadığı "sakinleştirici" ile "sakinleşiyor" da kalkıp oynuyor, göbek atıyor.

Asıl kız Sinem Kobal, sevgilisini nikah masasına oturtabilmek için içgüdülerini ve doğal davranışlarını değil, "Erkekleri Nikah Masasına Oturtma Rehberi"ni kullanıyor.

Baştan faul. Bu kadar model ve göz önünde olan bir genç bayanın diğer genç kızlara verdiği mesajın çok olumsuz olduğu kanaatindeyim. Çalışmadan etmeden bütün gün evde kahve içip kızlarla lak lak etmesi konusuna hiç girmiyorum.

İnsanın önce kendisi gibi olması gerektiği gerçeğini bu kadar ötekileştirirsek yaşanılan  ilişkiler ne kadar gerçek olur bilemedim.

Filmde ayrıca, evlenmeden erkekler için yapılan "Bekarlığa Veda" partisinin ne kadar geleneksel ve kültürümüzün bir parçası olduğunu görüyoruz.

Erkekler kızlara "İzmir'e cenazeye gidiyoruz." diyerek Antalya Adam &Eve oteline felekten bir gece çalmaya gidiyorlar. Ancak bunu Sinem Kobal sevgilisinin telefonunu gizli gizli karıştırmak gibi son derece "etik" bir davranışıyla öğreniyor. Ve kızlar kalkıp erkeklerin peşinden gidiyorlar.

Evli olan Burcu Kara, kocasının ona  yalan söylediğini öğrenince " Nasıl olsa çocuğum var, neden evli kalayım ki, boşayacağım onu" diyerek "evliliğin temelini" bize en iyi şekilde açıklamış oluyor. Ne zaman ki kocası "Türk Erkeği" gibi "Düş önüme, ben senin kocanım."diyerek maço maço ona bağırıyor, o zaman barışmaya karar veriyor.

Bence Gürgen Öz ve Öykü Çelik filmin yıldızları. Özellikle "Osmanlı Kıyam" ve "Nuri" dizilerinde gördüğüm ve pek de ilgimi çekmeyen Öykü Çelik bence filmdeki en güzel oyunu oynuyor. Tabii ki kızım onun gibi olsun istemem ama Gürgen  Öz'e ders veren aykırı tiplemede bence çok başarılıydı.




Sonuç olarak diyeceğim şudur.

Bence bu tarz filmlerin yaş sınırının  25 üzeri filan olması lazım.

Yok korkmayın  açık saçık sahneler olduğundan değil, hiç yok.

Ama gençler için daha zararlı olan, sadece zenginliğe, güzelliğe, giyime kuşama ve lüks evlere prim veren, çalışmayan, kendisi gibi olmayan , yapacağını kitaplardan öğrenen, herkes evleniyor diye ya da sadece hamile olduğu için evlenen, partnerinin cep telefonunu gizli gizli karıştıran, evlilikte çıkan ilk problemde de " Nasıl olsa çocuğum var, boşanırım." diyen bir gençliğin promosyonunu yapmaktadır. Amerikan versiyonundan aynen adapte olmasını da unutmamak gerek bu arada. Yani alttan alttan o özentinin de altı çizilmektedir.

Henüz karakteri kişiliği oturmamış çocuğu olanların çocuklarını sakınması gerektiği kanaatindeyim.

Not: Ciddi olmasın dedik ama yine ciddi bir yazı oldu, kusura kalmayın.







2 yorum:

  1. Değerli Arkadaaşım, Çok Sayın Blogger;

    Yerden göğe hakkınız var, eğlenceli olacak diye başka kültürlerin zırvalarını sanki bizden havası vererek önümüze atıyorlar ve bizdenmiş gibi yapışları da çooook iç bayıltıcı oluyor. Örnek olmak bir yana gençlere köstek olmak sanki amaçları...
    Allah akıl fikir versin bu insanlara, ellerindeki imkanları daha güzel kullanmayı nasip etsin. saygı ve hürmetler. Murat Kırkan

    YanıtlaSil
  2. Aslında son derece zorlanarak yazdığım bir yazı oldu, tam tersini düşünenlerin sayısal olarak sizden benden daha fazla olduğunu tahmin ediyorum. Bu nedenle desteğiniz için teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle..

    YanıtlaSil

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...