26 Nisan 2012 Perşembe

İdrak Yolları Enfeksiyonu..


Geçen Pazar bir gazetenin insan kaynakları ekinde bir yazı okudum.
Sonra bir daha okudum. Yazarı, Serdar Devrim, yani söz konusu ekin editörü. Çok uzun süredir bu camianın ve dolayısıyla konunun tam da  içinde olan biri. Çok şaşırdım, nasıl olur da bunları yazabilir, nasıl da toplumdan ve gerçeklerden bu kadar uzak olabilir dedim J

Konu "yöneticiler ve çalışanlar"..

Hadi beraberce göz atalım.(tırnak içindekiler yazıdan aynen alıntıdır.)

“Ne yazık ki, bulunduğu makama bilgi, tecrübe ve emeğiyle, ehliyeti sayesinde gelmemiş pek çok yönetici var.”

Mümkün mü? Siz hayatınızda böyle bir yöneticiye hiç denk geldiniz mi?

“Bunlar,  sadece ‘emir kulları’ ile çalışmak isterler. Yani ‘doğru yere doğru adam’ değil, verilen kararın yanlış olduğunu bilse de ‘Aman efendim gene ne kadar güzel düşünmüşsünüz’ diye verilen işi yapar gibi yapacak adam ararlar.”

Ben Türkiye’de hiçbir yöneticinin böyle bir tutum ve tarz sergilediğini görmedim.

“Her şeye karışır, sürekli müdahale eder, yol boyu kırk kere karar değiştirirler; en büyük tutarlılıkları tutarsızlıklarıdır.”

Ben tüm yöneticilerin olması gerektiği gibi “tam delegasyon, tam yetkilendirme" kuralına göre çalıştığından eminim halbuki..

“Ama bu, emir kulunu hiç rahatsız etmez, aksine işine gelir: Sadece verilen emri yerine getirmekle yetinince, riske girmemiş olur.”

17 senedir iş hayatındayım , yanlış olduğunu düşündüğü konuyu söylemeyen, üstlerini uyarmayan, uyarsa da kritik alan bir iş arkadaşım olmadı, Allah Allah..

Serdar Bey diyor ki:
“Eğer siz aptalsanız...
Yani şirketin çıkarını gözetiyorum sanarak, yanlış karar ve uygulamaları alkışlamıyorsanız; koltuğunuzu korumanın ve terfi almanın yolunun işinin ehli olmaktan, işini hakkını vererek yapmaktan geçtiğini sanıyorsanız; sonunda benim kıymetim bilinir diye düşünecek kadar safsanız...
Şansınız yok demektir.”
Şoktan şoka giriyorum şu an..Aksi mümkün değil ki zaten ..Nerde yaşıyor bu adam? Uzayda mı?
“Emir kulları sizi bir tehdit olarak algılayacaklar ve sizi, (sizin ulaşamadığınız ama onların sürekli beynini yıkadıkları) yöneticiye sinsi ve planlı bir şekilde gammazlayacaklardır.
Bir müddet sonra, etrafındaki bu yalancı halkasıyla gerçeklerden kopmuş olan yönetici, duyduklarına inanmaya başlar. İnanmasa bile, acilen bir günah keçisi bulunması gerektiğinin o da farkındadır."

Ayıp ama artık, bir de işe kuru iftira  eklendi...
Sonuç olarak da  yazıda diyor ki:
“Eğer siz çok aptalsanız...

Yani büyük bir istikrarla verilen yanlış kararları eleştirmeyi bir hak, hakkın ötesinde, şirketin çıkarları gereği göreviniz zannediyorsanız;
Doğru bildiğinizi söylemeyi, dürüstlüğü marifet addetmeye devam ediyorsanız.




Yani, kendi çıkarlarınıza ters düştüğünü bile bile, işin gereğidir, şirketimin menfaatidir diye yöneticinizle ters düşmeyi göze alıyorsanız;

Hasılı (çok haklı olsanız da) şirketin çıkarını patrona karşı savunacak kadar akılsızsanız..


Hiiç ağlamayın!!!

Ben de patron olsam, kendi çıkarını bile kollayamayan bir adamla çalışmam.”

***
Sanırım benim idrak yollarımda enfeksiyon var. Okuduğumu anlayamıyorum.En iyisi şu yazıyı ben bir daha okuyayım..Görüşürüz..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...