30 Nisan 2012 Pazartesi

Eskiye Rağbet Olsa Bit Pazarına Nur Yağardı..



Geçenlerde kısa bir yurt dışı gezisi yapmıştım ve sizinle paylaşmıştım hatırlarsanız.

Atalarımız "çok gezen bilir" diye boşuna dememişler. İnsan her gün yeni bir şeyler öğrenebiliyor hayatta.

Viyana’da Schönbrunn diye bir saray gezdik. Avrupa’nın en güzel saraylarından biri olduğu söylenen bir saray. Gezmek güzel ve keyifliydi.




Ama anlatacağım sarayın kendisi değil  tabii ki..

Sarayı biz kulaklık alıp gezdik. Türkçe çeviri de vardı. Her odada ilgili numarayı basıp kulaklıktan anlatılan bilgileri dinledik. Ama eş zamanlı olarak bir turist grubu da rehber eşliğinde geziyordu. Rehber İngilizce anlattığından çoğu zaman onlara çaktırmadan karıştık ve biz de rehberi dinledik.

Tam aşağıdaki resmin önünden geçerken rehber kulaklıkta olmayan bir şey anlattı.

Bit pazarı nedir bilir misiniz?

"Bit Pazarı" adını nerden almıştır ?

***

Eskiden biliyorsunuz Avrupa’da yıkanma alışkanlığı yoktu. Hatta bilirsiniz, parfümün icadının nedeni de budur. İnsanlar yıkanmadıkları için doğan kötü kokuları engellemek adına parfüm sürerlermiş.

Her neyse o başka bir konu, girmeyelim.

Biz Türkler yıllardır hamamlarımızla ünlüyüz, yıkanmayı hatta uzun uzun yıkanıp keselenmeyi severiz.

Ama Avrupalılarda bu alışkanlık olmadığından, bitlenmek çok olağan bir hadiseymiş.

Resim Belçika’da bir Pazar yerini tasvir ediyor.




İnsanlar Pazar yerinde sıraya girmişler. Orada çok maharetli bir maymun var.Bitlerini kırdırıyorlar. Resimde tahta bir platform üzerindeki maymun ve önünde kafalarını eğmiş Avrupalılar görülüyor.

Yıkanmayı da bizden öğrenen Avrupalılar, şu anda bize güzel kokmayı , her gün duş almayı öğretiyorlar. (Ama hala klozetlerinde taharet çeşmesi yok, neden onu hala ısrarla koymuyorlar konusunda hep şaşkınım.)

Avrupa’da bir çok şehirde bit pazarlarının hala önemi var. Tabii ki yukarıda anlatılan anlamda değil, ama ikinci el, az kullanılmış ve nadide parçaların neredeyse tüm Avrupa başkentlerinde bit pazarlarında bulabiliyorsunuz.

O zaman yazımızı , “Eskiye rağbet olsaydı , bit pazarına nur yağardı “  sözü ile kapatalım.

Bu söz, antika merakının neden ülkemizde yaygın olmadığının kanıtı. Bu yüzden çoğu Türk'ün ailesinde atalarından bir anı ya da eşya yoktur. Hemen eskileri yok ederiz. Eski evlerimizi yıkar yerine apartman yaparız.

Hiç bir Türk erkeği "bu babaannemin yüzüğü" diyerek nişanlısına eski yüzük takamaz. Gider bir sürü para verir tek taş alır.( taksa zaten terkedilir o ayrı.) Beş yılda bir yapılan genel temizlik esnasında tüm eskiler gözden çıkarılır ve "eskiye rağbet etmeyerek" modernleştiğimiz imajı konu komşuya ve cümle aleme ilan edilir.

Tarihimizle beraber biz de yokoluyoruz farkında olmadan..


Not : Yazının Yalın'ın "Bit Pazarı" adlı parçasının eşliğinde okunması tavsiye edilir.


http://fizy.com/#s/1ago2h


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...