Geçenlerde kısa bir yurt dışı
gezisi yapmıştım ve sizinle paylaşmıştım hatırlarsanız.
Atalarımız "çok gezen bilir" diye
boşuna dememişler. İnsan her gün yeni bir şeyler öğrenebiliyor hayatta.
Viyana’da Schönbrunn diye bir
saray gezdik. Avrupa’nın en güzel saraylarından biri olduğu söylenen bir
saray. Gezmek güzel ve keyifliydi.
Ama anlatacağım sarayın kendisi değil tabii ki..
Sarayı biz kulaklık alıp
gezdik. Türkçe çeviri de vardı. Her odada ilgili numarayı basıp kulaklıktan anlatılan bilgileri
dinledik. Ama eş zamanlı olarak bir turist grubu da rehber eşliğinde geziyordu. Rehber
İngilizce anlattığından çoğu zaman onlara çaktırmadan karıştık ve biz de rehberi dinledik.
Tam aşağıdaki resmin önünden
geçerken rehber kulaklıkta olmayan bir şey anlattı.
Bit pazarı nedir bilir misiniz?
"Bit Pazarı" adını
nerden almıştır ?
***
Eskiden
biliyorsunuz Avrupa’da yıkanma alışkanlığı yoktu. Hatta bilirsiniz, parfümün
icadının nedeni de budur. İnsanlar yıkanmadıkları için doğan kötü kokuları
engellemek adına parfüm sürerlermiş.
Her
neyse o başka bir konu, girmeyelim.
Biz
Türkler yıllardır hamamlarımızla ünlüyüz, yıkanmayı hatta uzun uzun yıkanıp
keselenmeyi severiz.
Ama
Avrupalılarda bu alışkanlık olmadığından, bitlenmek çok olağan bir hadiseymiş.
İnsanlar
Pazar yerinde sıraya girmişler. Orada çok maharetli bir maymun var.Bitlerini
kırdırıyorlar. Resimde tahta bir platform üzerindeki maymun ve önünde
kafalarını eğmiş Avrupalılar görülüyor.
Yıkanmayı da bizden öğrenen Avrupalılar, şu anda bize güzel
kokmayı , her gün duş almayı öğretiyorlar. (Ama hala klozetlerinde taharet
çeşmesi yok, neden onu hala ısrarla koymuyorlar konusunda hep şaşkınım.)
Avrupa’da
bir çok şehirde bit pazarlarının hala önemi var. Tabii ki yukarıda anlatılan
anlamda değil, ama ikinci el, az kullanılmış ve nadide parçaların neredeyse
tüm Avrupa başkentlerinde bit pazarlarında bulabiliyorsunuz.
O zaman yazımızı , “Eskiye rağbet
olsaydı , bit pazarına nur yağardı “
sözü ile kapatalım.
Bu söz, antika merakının neden
ülkemizde yaygın olmadığının kanıtı. Bu yüzden çoğu Türk'ün ailesinde
atalarından bir anı ya da eşya yoktur. Hemen eskileri yok ederiz. Eski
evlerimizi yıkar yerine apartman yaparız.
Hiç bir Türk erkeği "bu
babaannemin yüzüğü" diyerek nişanlısına eski yüzük takamaz. Gider bir sürü
para verir tek taş alır.( taksa zaten terkedilir o ayrı.) Beş yılda bir
yapılan genel temizlik esnasında tüm eskiler gözden çıkarılır ve "eskiye
rağbet etmeyerek" modernleştiğimiz imajı konu komşuya ve cümle aleme ilan
edilir.
Tarihimizle beraber biz de
yokoluyoruz farkında olmadan..
Not : Yazının Yalın'ın "Bit Pazarı" adlı parçasının eşliğinde okunması tavsiye edilir.
http://fizy.com/#s/1ago2h
Not : Yazının Yalın'ın "Bit Pazarı" adlı parçasının eşliğinde okunması tavsiye edilir.
http://fizy.com/#s/1ago2h
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder