Birkaç hafta önce kuzenime gittiğimde uzun zamandır
okumayı istediğim ama almadığım bir kitabı okuyup kütüphanesine koyduğunu fark
ettim.
“Ye Dua Et Sev” , tam da aslında içinde bulunduğum
süreci daha kolay geçirmemi sağlayacak bir kitapmış, bunu ancak okumaya
başladıktan sonra idrak ettim.
Kitap adıyla, kapağıyla sabun köpüğü bir kitapmış gibi
görünse de daha bitiremesem de içinde bir felsefe barındıran bir kitap olduğunu
söyleyebilirim.
Ama benim bugün aslında anlatmak istediğim konu
kitabın konusu ya da içeriği değil, İtalyanca dilinin tarihçesi. Kitapta bu
konuya uzun uzun değiniliyor.
Eskiden Avrupa ‘da Latince’nin, Fransızca, İspanyolca,
Portekizce gibi birçok alt lehçeleri oluşmuştu. Aslında bunlar yöresel olarak konuşulan
Latince çeşitleriydi. Ama başkentlerde oluşan lehçe, bölgede baskın lehçe olarak
anılmaya başlanmıştı. Bu nedenle bugün Fransızca denen dil, Ortaçağda Paris
lehçesine verilen addır aslında. İspanyolca aslında Madrid dilidir (lehçesidir).
Ülkedeki en güçlü lehçe ülkenin dilini belirler.
Ancak İtalyanca’nın durumu farklıydı. Çünkü o
dönemlerde İtalyanlar’da bir bütünlük yoktu. Kendi terimleriyle “Fransa ya da
İspanya fark etmez, yemek yiyebildiğim sürece “ demekteydiler.
Ülkede bütünlük oluşmayınca, dilde de bütünlük
oluşmuyordu.
Bu nedenle de İtalyanlar yerel farklı lehçelerle
yüzyıllarca konuşup durdular, Floransalı bir tacir, Venedikli dostuna yazdığı
mektupta aslında tam olarak karşısındakinin anlayabileceği bir dilde
yazamıyordu.
Bu durumu çözmek için İtalyan entelektüeller
16.yüzyılda bir araya gelip ülkenin milli lehçesini seçtiler. Ancak en güzel
lehçeyi bulmak o kadar kolay değildi. Bunu bulabilmek için 200 yüzyıl öncesinin
Floransa’sına geri gitmeleri gerekiyordu.
Yani Dante’nin İlahi Komedya’sını yazdığı günlere ve o
lehçeye. O günlerde sanat dünyası böyle bir eserin,yani İlahi Komedya’nın nasıl
olup da Latince değil, yerel bir lehçeyle yazıldığını anlamakta güçlük
çekiyordu.
Dante’ye göre ise Latince bozuk elitlere yönelik bir
dil idi.
Yani bugün konuşulan İtalyanca aslında İtalyanca
değil, “Dantece” denilebilir.
Ve bu nedenle aslında dünyada hiçbir dil, İtalyanca
gibi artistik öğeler taşımaz, Dante gibi inanılmaz bir şairden unsurlar
içermez. Bu nedenle hiçbir dil insan duygularını ifade etmede İtalyanca kadar kusursuz değildir.
Bu nedenle tüm dünyada İtalyanca’ya müzik gibi ya da
müziğin dili denir.
Haaa, bu arada, siz de benim gibi bu aralar hayatınızı
yeniden yapılandırmaya çalışıyorsanız, bahsettiğim kitaba da kısaca bir göz
atın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder