3 Haziran 2012 Pazar

Dunning-Kruger Sendromu Nam-ı Diğer Cahil Cesareti

Çalışmakta olduğum kurumda kurum içi bir intranet kullanıyoruz.

Bugün bir çalışma arkadaşımın paylaştığı bir yazıyı okudum.

Yazıda Cornell üniversitesinde görevli iki psikolog Justin Kruger ve David Dunning'in, daha sonra kendi isimleriyle literatüre geçen teorilerinden bahsediyor.

Teorinin içeriği bizim Türk kültüründe "cahil cesareti " olarak bahsettiğimiz durum aslında..Aşağıda detaylı anlatacağım ama bu teorileriyle 2000 yılında Nobel kazandıklarını eklemek istiyorum öncelikle..

Teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” diyor.

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşmışlar.

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.




İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etmek için aynı üniversiteden 45 öğrenciye bir  test yaparlar. Ardından öğrencilerden “testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini” isterler.


Sonuç, en başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60′ına doğru cevap verdiklerine ve  ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70′e ulaşabileceklerine inandıkları şeklinde ortaya çıkar.

En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70′ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görülür.

İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, “kronik kendi kendini değerlendirme yeteneksizliği”ne bağlarlar.

Çalışmaya göre bu kişiler, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu “yetersizlik + haddini bilmeme” durumunun, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması.




İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir “hak” olarak görecektir. “Uyanıklık” bilecektir.


Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile suçlanacaklardır. 

Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.



Peki kifayetsiz muhterisler kimlerdir, onları nasıl tanırız? Yine teoriye göre genel özellikleri şunlar : 

  • Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.
  • Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.
  • “Beşer şaşar” diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.
  • Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.
  • Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.
  • İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.
  • Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.
  • Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına.

Ayrıca bu teorisinin Peter Prensibi denen diğer prensibi de beslediği düşünülür.

Sizi bilmem ama ,ben çok şükür :)) bugüne kadar çalışma hayatında hiç bu tarz kişilerle çalışmadım.Teoriyi ne yazık ki :)) doğrulayamıyorum.

Hepimizin de bu anlattıklarımın sadece teoriden ibaret olduğunu ve pratikte rastlanmadığını düşündüğünüzden eminim :))

(*) Peter Prensibi: “Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu noktaya kadar yükselir” der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.

2 yorum:

  1. Eskiden cahiller vardı 'ben bilmem' derlerdi. Şimdi yarı cahiller var 'herşeyi en iyi ben bilirim' diyorlar. Konuyla ilintili olarak Orta Zekalılar Cenneti başlıklı yazımı okumanızı isterim.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Yazınızı hemen okuyacağım..

    YanıtlaSil

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...