Yıllardır hayalini kurduğum evde Ramazan geçirme konseptinin kısmen de olsa bu sene gerçekleştirebiliyorum.
Beklediğim kadar büyük bir lüks değilmiş, sabah geç kalkamıyorum çünkü ama olsun, yine de güzel.
Üniversiteden beri ilk kez tam olarak iftar programını izleme fırsatım oluyor. Geçen yıllarda eve geç gelip, iftara yemek, sofra hazırlama vb operasyonundan pek de fırsat bulamıyordum.
Özellikle son birkaç senedir bence iftar programlarını sunan kişiler beni ekrana çağırmak yerine, programdan kaçırıyordu. Serdar Tuncer olsun, Senai Demirci olsun, eminim çok iyi niyetli ancak bence yanlış seçimlerdi. TRT 'nin seçimleriyle herkesi kucaklaması gerek bence, sadece belirli bir sınıfı değil. Öyle ya, biz Semih Sergen'in büyülü sesiyle iftar duası yaparak büyüttüğü bir nesiliz.
Yazılarımdan anlamışsınızdır, gezmeye görmeye düşkünümdür, severim.
Bu nedenle TRT de "Gez Göz Arpacık" adlı bir programa denk geldikçe seyretmeye çalışıyordum.
Sevimli, güleryüzlü, entellektüel bir sunucusu vardı, diğer kanallarda gezenler gibi ne snob davranıyor, ne de her yapılan yemeğe atlayarak ya da yaşlı teyzeleri mıncıklayıp sarılarak sevimli olduğunu düşünüyordu. İlişki yönetimi tam kararındaydı.
Ramazan öncesi bir baktım, bu senenin sunucu seçimi Bekir Develi imiş.Yani Gez Göz Arpacık'da beğendiğim sunucu..Ben sadece 107 bölümlük bu seriden haberdarım ama, aslında Bekir Develi bu program dışında 10 tane daha ortalama 15 bölümden programlar sunmuş..
Ama bence dönüm noktası şu :
Geçen sene Bosna'ya Srebrenica'ya Ramazan'da ziyarete gitmiş. Erkeklerin, çocukların, torunların katlediği ve sadece yaşlı kadınların kaldığı bir mezraya uğramış. Gittiği yerde savaşta yıkılan, savaş sonrası elden geçirilip tadil edilen bir cami varmış. Ama camide personel yokmuş ve teyzeler bundan yakınmışlar. Camiye bir imam istediklerini iletmişler.
Derken iftar saati olmuş, Bekir Develi gitmiş, bir ezan okumuş ki, teyzelerin hepsi mest olmuş.
Bekir Develi 2006 larda stand up yapmış, muhafazakar kesimin Cem Yılmaz'ı olarak nam salmış, programının adı Dinli-Yorum imiş. Üstelik dini konuları ti ye alıyormuş. Beni bu yaklaşımıyla direk yakaladı diyebilirim. Örnek mi?
Ben o dönemini takip edemedim ama, şu anda duru Türkçesi ile ama aynı zamanda sevimliliği ve samimiyeti ile diğer sunuculardan net olarak ayrılıp bir adım öne çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Programlarının birinde Fethiye'deki folklörcülerle şakır şakır İngilizce, başka birinde dünya turuna çıkmış Belçikalılarla şakır şakır Almanca konuşmuştur.
Şahsen ben laubaliliğin , sululuğun prim yaptığı günümüz program sunuculuğuna seviye getirdiğini düşünüyorum, yolu açık olsun..
Beklediğim kadar büyük bir lüks değilmiş, sabah geç kalkamıyorum çünkü ama olsun, yine de güzel.
Üniversiteden beri ilk kez tam olarak iftar programını izleme fırsatım oluyor. Geçen yıllarda eve geç gelip, iftara yemek, sofra hazırlama vb operasyonundan pek de fırsat bulamıyordum.
Özellikle son birkaç senedir bence iftar programlarını sunan kişiler beni ekrana çağırmak yerine, programdan kaçırıyordu. Serdar Tuncer olsun, Senai Demirci olsun, eminim çok iyi niyetli ancak bence yanlış seçimlerdi. TRT 'nin seçimleriyle herkesi kucaklaması gerek bence, sadece belirli bir sınıfı değil. Öyle ya, biz Semih Sergen'in büyülü sesiyle iftar duası yaparak büyüttüğü bir nesiliz.
Yazılarımdan anlamışsınızdır, gezmeye görmeye düşkünümdür, severim.
Bu nedenle TRT de "Gez Göz Arpacık" adlı bir programa denk geldikçe seyretmeye çalışıyordum.
Sevimli, güleryüzlü, entellektüel bir sunucusu vardı, diğer kanallarda gezenler gibi ne snob davranıyor, ne de her yapılan yemeğe atlayarak ya da yaşlı teyzeleri mıncıklayıp sarılarak sevimli olduğunu düşünüyordu. İlişki yönetimi tam kararındaydı.
Ramazan öncesi bir baktım, bu senenin sunucu seçimi Bekir Develi imiş.Yani Gez Göz Arpacık'da beğendiğim sunucu..Ben sadece 107 bölümlük bu seriden haberdarım ama, aslında Bekir Develi bu program dışında 10 tane daha ortalama 15 bölümden programlar sunmuş..
Ama bence dönüm noktası şu :
Geçen sene Bosna'ya Srebrenica'ya Ramazan'da ziyarete gitmiş. Erkeklerin, çocukların, torunların katlediği ve sadece yaşlı kadınların kaldığı bir mezraya uğramış. Gittiği yerde savaşta yıkılan, savaş sonrası elden geçirilip tadil edilen bir cami varmış. Ama camide personel yokmuş ve teyzeler bundan yakınmışlar. Camiye bir imam istediklerini iletmişler.
Derken iftar saati olmuş, Bekir Develi gitmiş, bir ezan okumuş ki, teyzelerin hepsi mest olmuş.
Bekir Develi 2006 larda stand up yapmış, muhafazakar kesimin Cem Yılmaz'ı olarak nam salmış, programının adı Dinli-Yorum imiş. Üstelik dini konuları ti ye alıyormuş. Beni bu yaklaşımıyla direk yakaladı diyebilirim. Örnek mi?
Cennete sızma rehberi
a) Baba 5 dakika birine bakıp çıkcaz be...
b)İI Sağlık Müdürlüğü'nden geliyoruz, Kevser suyundan örnek alacağız...
c) Abi çay boşlarını alacaktım...
Ya da :
Buraları yıkılıyo / Nur’dan yıkılıyo / Her gün peşime Şeytan takılıyo
İslam'ı seçtim / Tercihim doğru / Yasla başını / Seccadeye doğru
Ben o dönemini takip edemedim ama, şu anda duru Türkçesi ile ama aynı zamanda sevimliliği ve samimiyeti ile diğer sunuculardan net olarak ayrılıp bir adım öne çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Programlarının birinde Fethiye'deki folklörcülerle şakır şakır İngilizce, başka birinde dünya turuna çıkmış Belçikalılarla şakır şakır Almanca konuşmuştur.
Şahsen ben laubaliliğin , sululuğun prim yaptığı günümüz program sunuculuğuna seviye getirdiğini düşünüyorum, yolu açık olsun..
Sanırım adı, bir bilene sor idi. Yarışma programı idi. sokaktaki vatandaşlardan seçilerek yapılıyordu. Onu sevmiştim. Güzeldi.
YanıtlaSilAma ramazan programını izlemiyorum.
:)
Zaten herkesi kucaklayabilen secim derken bunu kasdettim .İFtar programı seryreden kesimin de seyretmeyecek kesimin de sevecegi biri..
SilBekir Develi hakkında yazdıklarına aynen katılıyorum.
YanıtlaSilGez göz arpacık programını bende severek seyrediyordum.
Hatta bahsettiğin Bosna programını da seyretmiş, Bekir Bey'in büyük bir ustalıkla okuduğu ezana hayran olmuş ve bu kadar usta bir şekilde okumasına çok şaşırmıştım.
İftar programı olarak da tercihimiz yine Bekir Develi'nin programı oldu.
Açıkçası stand up yaptığını bilmiyordum, buradan öğrendim.
Bir gün beni de gezilerinize çağırır mısınız.BEn de sizin gözünüzle bakabilmek isterim.Sevgiler...
Sil