23 Temmuz 2012 Pazartesi

Ramazan Ayının Kaçınılmaz Klişeleri... Bölüm 2


Önceki yazıda Ramazan ayının klişelerinden bahsetmeye başlamıştık.Ancak baktık ki o kadar çok klişe var ki, tek yazıya sığmadı, devamı bu yazıya diyerek olaysız biçimde dağılmıştık.

Kaldığımız yerden devam..

  • Reklamlarda dede ve babaannelerin illa ki kola içmesi..
  • "Gol yemek orucu bozar mı ?", "Dayak yemek orucu bozar mı ?", "Ayar yesem orucum bozulur mu?" gibi geyiklerin mutlaka yapılması...
  • Yabancı içecek ve gıda firmalarının fırsat bu fırsat diyerek inanç ve duygularımızdan istifadeyle adı Valide Sultan Çorbasına kadar giden bilimum gıda çeşitleri hazırlayıp TVlerde boy boy reklam yapması.
  • Ramazan bayramı'nın ilk gününde "Ay alışmışım oruca, sabah kahvaltı da bir ağır geldi ki sormayın" demenin akabinde baklavaları ikişer ikişer ağza atılması. Akşama kadar bu şekilde devam edip akşam yemeğinin akabinde şişe şişe soda tüketilmesi..
  • İnsanların teravih için fellik fellik jet bir imamın bulunduğu cami araması. Bulunan imamla roportaj ve TV haberi yapılması
  • TV kanallarında istanbul için iftar vaktinden birkaç dakika önce tasavvuf müziği fonuyla çıkan çok hızlı açan gül ve benzeri çiçekler.
  • Oruç tutmadığı için dayak yiyen öğrenci/memur  haberleri.
  • Yerin bilmem kaç metre altinda sahur/iftar yapan maden isçileri ile röportaj yapılması.
  • Davulcu bahşişi alıp gittikten sonra bir davulcunun daha gelip kartını göstererek "Abi aslında esas davulcunuz benim demin gelen davulcu değil dolandırıcıydı" demesi. 
  • Ünlülerin Ramazan Çadırında iftar yapması.
  • Bereket kelimesinin aylık tema olarak benimsenmesi ve yerli yersiz cümlede kullanılması..
  • Hamilelerin mutlaka "Oruç tutsam bebeğe bişey olur mu?" diye sorması..
  • Bir kasabamızda ya da şehrimizde yanlışlıkla 5-10 dakika erken okunan ezan, bunun üzerine orucunu açan ancak sonra yanlışlık olduğunu öğrenince orucum bozuldu mu acaba diye panikleyen insanlar... Bunun çok önemli bir habermiş gibi televizyon kanallarına çıkması. Sonra da  bir yetkilinin çıkıp orucun bozulmadığını açıklamasının illa ki yapılması ve yüreklere su serpilmesi..
  • Mahmutpaşa: Dar gelirlinin bayram alışverişinin tek adresi tadında haber yapılması..
  • Belli bir insan grubunun yıl boyu anlı secdeye değmezken teravih namazına koşturması, bayram günü tekrar başlamak üzere alkolü bırakması, namaza başlaması,ağızdan Allah kelamını düşürmemesi, 11 ay yaptığı her şeye 1 ay karşı çıkması..
  • Başka bir insan grubunun da göze sokarcasına alkol alması, bunu her türlü sosyal medyada ilan edip, marifet olduğunu sanması, oruç tutmanın sağlıksızlığından dem vurması, oruç tutan, orucun lafını eden kimseleri aşağılayıcı bakışlarla taciz etmesi..

Eminim sizin ekleyeceğiniz daha bir sürü klişe daha vardır. Benim aklıma gelenler bunlar. Her ne kadar işten güçten ıvırdan zıvırdan ya da vurdumduymazlıktan, tam hakkını verecek kadar yaşayamasak da Ramazan güzel.Hem belki biz de yeni klişeler oluşmasına katkıda bulunuruz ne dersiniz?

Nice Ramazanlara..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...