11 Şubat 2013 Pazartesi

Erbain..

Uzun zamandır aklımda olan ama yazmayı pek istemediğim bir konuydu erbain.
Biliyorsunuz Ocak ayı çok üzücü haberlerle geçmişti. Ocak ayında Metin Kaçan, Burhan Doğançay  Mehmet Ali Birand, Toktamış Ateş, Ahmet Mete Işıkara gibi ünlü isimler hayata veda etti.




Tam bitti tamam derken, Macide Tanır 'ın kaybıyla artık bu konudan kaçış yok dedim içimden.

Arapça kırk sayısının okunuşu olan erbain, 21 aralık'ta başlayıp 31 ocak'ta biten yılın zor ve en soğuk 40 gününe verilen ismiymiş aslında. Eskiler bu zor günleri atlatıp Şubat' a sağ çıkabilen yaşlı ve hastalara “erbain'i çıkardı” derler ve “40 günlük süreyi geçti, seneyi atlattı” diye düşünürlermiş.

Aslında kırk gün anlamına geliyor.

Bazı rakamların diğer rakamlardan bir farklılığı vardır; üç, yedi, yirmi bir, yirmi dört gibi. Bunlardan biri de kırk rakamı, yani “erbaîn”dir. Erbaîn, “kırk” demek.
Kurân-ı Kerîm’de, dört yerde erbaîn kelimesi geçmektedir. Belki de olgunluk rakamıdır. Olgunluk kelimesiyle özdeşleşmiş bir rakamdır.

Muhammed Aleyhisselâm’a peygamberlik kırk yaşında gelmiştir. Hz. Ömer kırkıncı Müslümandır ve akabinde Müslümanlar kendilerini açığa çıkartmışlardır. Şâfiîler’de, ancak kırk kişiyle cumâ namazı kılınabilir. Hz. Mûsâ, Tûr dağında kırk gün kalmıştır. İsrâil Oğullarına Arz-ı Mukaddes kırk gün yasaklanmıştır.

Erbain halk arasında zemheri diye biliniyor.
Kışın en sert zamanı olduğundan karakış diye de anılıyor.

Esen sert rüzgârlar da erbain veya zemheri fırtınası olarak da biliniyor.
Gün dönümünden hemen sonra başlar.

Aynı zamanda erbain kırk günlük bir süreçtir. Maddî bağları azaltıp, mânevî tarafı kuvvetlendirmek ve kalb aynasını parlatmak için, tasavvuf büyükleri tarafından konan usûllerden biri; kırk gün az yemek, az içmek, az konuşmak, çok ibâdet etmek anlamında da kullanılıyor. Buna çile de deniyor.Yeryüzündeki hac ibadetlerinin en büyüklerinden bir olduğu konusunda otoriteler mutabık.
Buna bağlı olarak bu çile iki şekilde olmaktadır çile-i merdanve çile-i zenan.
  • Çile-i zenan kadınların yaptığıdır ve kırk gün boyunca hiç bir şey yenmeden ve içmeden yapılır.
  • Çile-i merdan ise 40 gün boyunca kırk öküz kesilip bunlardan yapılan yahninin yiyilmesi ile yapılan çiledir, lakin bu çile sırasında su içilmez.

İslam dünyasında, kırk günlük riyazat ve halvet olarak bilinen uygulamanın zamanıdır. Bu 40 günde maddî bağları azaltıp, mânevî tarafı kuvvetlendirmek için, kırk gün az yemek, az içmek, az konuşmak, az uyumak, çok ibâdet etmek gerekir. 

Araştırırken gördüm ki, Alevilikte “erbain-i aşura” diye bir kavram varmış . Buna da kısaca “erbain” deniyor. Bu tarih, Osmanlı döneminde kullanılan takvimlerden olan Arabi aylardan Sefer ayının yirmisine rastlıyor. Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehadetinin 40’ına rastladığı için “eyyam-ı mahsusa”dan yani özel günlerden sayılıyor.

Rahmetli anneannem ben küçükken saatli maarif takviminden fırtınaları, cemreleri, fırtınaları takip eder ve ettirirdi.

Ancak nedense hiç kulağımda kalmamış erbain. Bu kayıplarla dolu günlerde, Nazlı Ilıcak'tan duyunca araştırıp öğrendiğim bir konu oldu.


Eskinin koşullarına göre koşullarımız daha iyi, belki yaşlılar daha kolay atlatıyorlar fiziken bu zorlu dönemi.

Ama ya ruhumuzdaki erbain?

Odalara , mağaralara girmeden nefsimizi terbiye edebiliyor muyuz sizce?
İçinde bulunduğumuz duruma bakarsak, savaşlara, kavgalara, hırslara, anlaşmazlıklara ve çekememezliklere, sanki edemiyoruz gibi geliyor ama  ne dersiniz?

Not : Yazıyı yayınlamamın hemen ardından ne yazık ki Tekin Akmansoy'un da vefat haberi geldi..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...