18 Şubat 2013 Pazartesi

Yaşayan Besinler..Çimlendirilmiş Tohumlar..

Bundan birkaç sene önce bir diyetisyen eşliğinde kilo vermeye çalışmış ve de başarmıştım.

Ancak yeme alışkanlığımı kökten değiştirmediğimden aynı kiloları yeniden geri aldım, ama mevzu bu değil.

Bana o dönem yol gösteren diyetisyen Sayın Berrin Yiğit'e geçen gün televizyonda rastladım.

Çok saygı duyduğum Berrin Hanım'a rastlayınca o kanala takılıp kaldım.

Berrin Hanım bugüne kadar hiç aşina olmadığım bir kavramdan bahsediyordu.

Aslında yaşayan besin kavramından ve çiğ beslenmeden haberim vardı ama anlattığı şekilde besinler hazırlanması hakkında bilgim yoktu ve konu ilgimi çekti.

Filiz, tohumların suda çimlendirilmiş hali olarak kısaca tanımlanabilir. Önce tohum su sayesinde iki kat büyüklüğe erişiyor ve gerekli sürecin sonucunda canlı filizler elde ediliyor. Filizler vitamin, mineral, protein, lif ve enzim içeriyor ve hatta A,B,C,E vitaminı ve RNA ve DNA barındırıyor.

Güçlü bir antioksidan kaynağı olan filizler bağışıklık sistemini güçlendiriyor, yaşlanmaya karşı etkili ve grip vb gibi hastalıklardan da bizi koruyor.

Kışın bulmakta zorlandığımız yeşil besinlerin yerine koyabileceğimiz çok faydalı besinler olduğu belirtiliyor.


Filizlendirilmiş baklagil filizlendirilmeden tüketilenlere göre %800'e kadar daha çok vitamine sahipler.
Proteinleri amino asitlerin ayrılmış halde olduğundan mide onları kullanabilmek için parçalamak zorunda kalmıyor.
Filizlerin içindeki karbonhidrat ve yağlar daha kolay hazmediliyor.
Canlı gıdaların çıkış noktası 1940 lara dayanıyormuş. Amerikalı Doktor Kristine Nolfi pişirilmemiş, işlem görmemiş, canlı gıdalar yiyerek göğüs kanseri rahatsızlığını yenmiş ve ardından sonra bu tür beslenme şekli ilgi görmeye başlamış.
Onun kanseri yenmiş olmasının ve canlı yemenin bugün tüm hastalık ve rahatsızlıkları bedenden temizleme özelliğine sahip olasının asıl nedeni canlı gıdalar yediğimizde bedenimizin ihtiyacı olan enzimlerin tamamını alabiliyor olmasıymış.
Peki, nasıl gerçekleştireceğiz bu çimlendirme operasyonunu?
Aslında çocukken hatırlarsanız hepimiz pamukta fasulye yetişirdik.
Aynı şeyi bu defa fen bilgisi ödevi için değil de yemek hazırlamak için yapacağız.
Filizlendirme için bir kavanoz veya çukur bir kapla, temiz bir parça tülbente ihtiyacımız var. Eğer bu işi ciddi olarak yapmak istiyorsak doğal ürün satan dükkanlardan "çimlendirme kabı" alma şansımız varmış.
İzleyeceğimiz yol şu: 
1. Bir avuç dolusu tohum veya bakliyat 7-8 saat suda bekletiyoruz.
2. Bu sürenin sonunda süzüp, sudan geçirip, çimlendirme kabına alıyoruz ve üzerini tülbentle kapatıyoruz.
3. Kabımızı direk ışık almayan bir köşeye koyuyoruz.
4. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere kabın içindekileri bir kevgire alıp sudan geçiriyoruz ve suyunu süzdürüyoruz. Sonra tekrar kaba alıp üzerini kapatıp ve eski yerine koyuyoruz.
5. Bu işlemi filizler istediğiniz boya gelene kadar tekrarlayoruz. Her ürünün filizlenme süresi farklı olduğundan hazır olup olmadığını boyuna göre anlayabiliyoruz.
Filizleriniz hazır olduğunda tekrar sudan geçirip iyice süzün ve kapaklı bir kaba alıp buzdolabında saklıyoruz. Çok uzun süre dayanmayacaklarından 4-5 günde tüketmeye çalışıyoruz.

Bu tohumları eğer münkünse organik tohumlardan seçerek kullanırsak hazırlayacağımız besinin besleyici değerini de artırmış oluruz. 
Bütün fasulyeler, börülce, maş fasulyesi, yeşil, mercimek, nohut, yonca, ayçekirdeği, susam, buğday, yulaf, arpa, hardal tohumu, kabak çekirdeği filizlendirilebilir. Filizlendirmek istediğimiz bitkinin kabuklu olması gerekir. Örnek kırmızı mercimeği veya beyaz pirinci filizlendiremeyiz. 
Bu besinleri salataya doğrayabiliriz, sandviçlerimize koyabiliriz ya da cacığımıza doğrayabiliriz.


Eşime anlattığımda, tohumların milyonlarca yıldır geleneksel metodlarla yendiğini ve bunun geçici bir trend olduğunu düşündüğünü söyledi.
Ama ben bu metodun makul ve mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bakalım siz bu konuda ne düşüneceksiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...