Zorbey İçin Kolay...

Araya bayram, köyde huzur filan girince  konu ancak bugüne kaldı..

Cumartesi sabah annemlere doğru yol alırken radyoda haberleri dinliyorduk.
 
Kekova körfezi yakınlarında "Zorbey " adlı Kamboçya bandıralı bir kuru yük gemisi batma tehlikesi geçirmiş.
 
Neden biliyor musunuz?
 
Fırtına falan olduğundan değil, kaptan alkollü olduğundan...

 
Batmamak için körfezin içine doğru girmiş. Hani biz insanların zarar vermeyelim diye yüzmeye bile giremediğimiz adaya kadar gelmiş..

Oysa bu doğa harikasına, 2 km den fazla yaklaşmak yasak. Çünkü sit alanı..
 

Kıyı şeridimizde sanırım radar, sahil güvenlik yok, kaptan kalkıyor, batmasın diye koya kadar giriyor, ama kimsenin ruhu duymuyor.
 
Kaptan için önemli olan buğdayı Kıbrıs'ta gideceği limana götürmek, malı kurtarmak....Sigortadan para alabilmek için, elinden gelen herşeyi yaptığını ispat etmesi lazım çünkü..
 
Tabii ki içindeki 15 mürettebatı korumak ve kurtarmak onun öncelikli görevi, ancak ya malı kurtarmak ne kadar öncelikli ???
 

Üstelik Antalya Liman Müdürlüğü’nden bir römork gelip gemiyi koydan çıkarana kadar koya mazot akmaya başlamış. Gemide 25 ton mazot olduğu belirtiliyor.
 
***
 
Simena bölgesinin en önemli merkezi olan Kekova'nın tarihi Milattan Önce 4. yüzyıla kadar dayanıyor. Yaşanan depremlerle şehir batmış ve bugünkü etkileyici görüntüsüne kavuşmuş.

Nasıl oluyor da dibimize kadar giren koskoca gemiyi göremiyoruz..

Nasil oluyor da o kaptan, buğday mı, yoksa asla geri gelmeyecek kültür mirası mı karşılaştırmasında buğdayı seçebiliyor..

Ve nasıl oluyor da bizim kanunlarımız tarihimizi öldürmenin cezasını insan öldürmekten daha az tutuyor..

Anlamıyorum, nasıl..???