Dün biraz bahsettim, geçen Çarşamba, tüm ofis beraberce yemeğe gittik.
Önceden planlanmış bir yemekti, motivasyon amaçlıydı.
Ancak o akşam maç olduğunu unutmuşuz, üstüne de yağmur, oldukça zor ulaştık yerimize. Hatta vardığımızda çok aç ve gergindik.
Ama değdi. Tarihi yarımadada, Cağaoğlu’nda Gazeteciler Cemiyeti Lokali.
Güzel bir manzara, maç nedeniyle bomboş, bizim dışımızda kimsenin olmadığı bir mekan, güzel yemekler, en güzeli de bir nevi ince saz diyebileceğimiz müzikti.
Bir darbuka, bir keman, bir ud, bir kanundan oluşan grup, çok güzel parçalar çalarak gönlümüzün teline dokunmaya başladı.
“Ah İstanbul İstanbul olalı” diye başladı…
“Kendimden kaçak, yarim keskin bıçak “diye devam etti.
“Takvimlerden haberin yok, geçiyor yıllar” dedi.
“Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş” dedi.
“ Mihriban “ dedi, ”Ah bu şarkıların gözü kör olsun “ dedi.
Devamını dinlemedim, gözlerimi kapadım.
Düşündüm, ne kadar “damardan“ şarkılardı. Ama başkaları da vardı..Hangileriydi diye aklımdan geçirdim..
Hemen aklıma gelenler şunlardı: “Yalnızlık ömür boyu”, “İşte ben bu yüzden gitmem, gidemem..”, ”Bir tek dileğim var, mutlu ol yeter”, ”Yalnızım dostlarım, yalnızım yalnız”, “Evvelim sen oldun, ahirim sensin”, ”Çabuk olalım aşkım. “
Sonra “ Senden önce, senden sonra “, ” Neredesin sen“, "Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem”, “Unutulmaz” …
Arkadaşlarım seslendiler, daldınız gittiniz diye..
Hepsi farklı kategoride, ama kategorilerinin en sağlam örnekleriydi.
Grupta yaş ortalaması benden çok düşüktü. Gençler bir süre sonra daha hareketli, daha az efkarlı bir şeyler dinlemek istediler.
Saat de geç olmuştu, ayrıca ben o büyülü İstanbul manzarasını, o büyülü şarkılarla anmak istiyordum.
Kalkma zamanı gelmişti…Kapıdan çıkarken bizim gençler keman, darbuka, ud ve kemana “horon havası” çaldırıp horon tepmeye başlamışlardı.
Onları rahatsız etmeden oradan sessizce ayrıldım.
Ama hala aklımda sevdiğim “damardan “ şarkılar vardı.
Yolda arabada “Kar beyazdır ölüm, ellerinden gülüm” çalıyordu..
Peki ya sizin “damardan “ şarkınız hangisi?
çoook eski belki amma, rahmetli anneminde sevdiği ve taa küçüklüğümden beri kulağımda yer edinmiş nakaratı ile "karadır kaşların, ferman yazdırır"
YanıtlaSilbirde;
biraz daha güncel Sertab versiyonu ile "İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız" da favorilerimden:)