Geçen akşam kuzenimle
sohbet ederken laf lafı açtı, konu aslında genel olarak bildiğim ama detaylı
olarak hakim olmadığım bir konuya geldi.
Kuzenimin ilkokul 3'e
geçen bir oğlu var. Özellikle fen konularına çok fazla ilgi duyuyor. Ona
herhangi bir doğa olayından ya da fizik kanunundan bahsederseniz hemen
gözlerini kocaman kocaman açıyor ve dikkatle sizi dinlemeye başlıyor.
İşte ufaklığın bu
özelliklerinden bahsederken, konu döndü dolaştı, Bilim Sanat Merkezlerine geldi.
Bizim çocukların bu
merkezlerle herhangi bir ilişkisi olmadı ama çevremde devam edenler olduğunu
biliyordum, bu nedenle kuzenime de bu konuyu araştırmasını ve öğretmenle
konuşmasını söyledim.
Sonra da bir
tek ona değil, çocuğu olan tüm okuyuculara faydası olur diye bu konuda yazmaya
karar verdim.
Önce konuya
tanımla başlayalım.
Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından kurulan ve ona bağlı faaliyet gösteren Bilim Sanat
Merkezleri "“Bilim ve sanat merkezi, okul öncesi, ilköğretim ve orta
öğretim çağındaki üstün yetenekli çocuk/öğrencilerin bireysel yeteneklerinin
farkında olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde
kullanmalarını sağlamak amacıyla açılmış olan bağımsız özel eğitim kurumudur.” "
şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu projede
hedef kitle 3-6 yaş arasındaki okul öncesi ve ilk ve ortaokul düzeyindeki üstün
yetenekli çocuklardır.
Okul öncesi
çocuklar tam gün, okul çağındaki çocuklar da yarım gün olmak üzere bu
merkezlere devam ederler.
Bu merkezlerde
standart bir öğretim modeli yoktur. Her çocuk için özelleştirilmiş bir program
uygulanır.
Eğitimler
senede üç dönem olarak yani, 2 dönemi okul yarı yıllarına paralel, bir de yaz
kampı şeklinde verilir.
Öğrencilerin
bu merkezlere kaydolabilmesi için bazı aşamalardan geçmeleri gerekmekte.
Okul öncesi
çocuklarda aile, ilkokulda sınıf öğretmeni, ortaokulda ise öğretmenler kurulu
tarafından çocukların aday gösterilmesi gerekiyor.
Ardından ön
değerlendirmeyi geçen çocuklar tarama testine çağırılıyor. Bu testler
çocukların çok farklı yönlerde yeteneklerinin ne olduğunu ve ne kadar olduğunu
ölçümlüyor. Ardından da puan sırasına göre çocuklar bireysel görüşmeye davet
ediliyor.
Tüm bu
aşamaları atlayan çocuklar da kaydolmaya hak kazanıyor.
Merkezlerde
bilim, fen, matematik ya da sosyal bilimler dallarında yetenekli çocuklar
eğitildiği gibi, resim, grafik, fotoğrafçılık, sinema, seramik, heykel, hat,
vitray, ebru, bale gibi görsel; müzik, tiyatro, drama, edebiyat, güzel sanat ve
spor dallarında yetenekli olduğu belirlenen çocuklar da eğitim alabiliyorlar.
Bunun yanı sıra destek etkinlikleri birimi, Türkçe,
doğru ve güzel konuşma-yazma, bilgisayar, yabancı dil, satranç, çevre koruma,
sağlık bilgisi, kişiler arası iletişim ve benzeri alanlarda çocuk/öğrencilere
genel kültür, iletişim ve günlük yaşamla ilgili temel bilgiler kazandırma
imkanı sağlamaya çalışıyor.
Her birimiz için kendi çocuklarımız özel ve yetenekli. Bu
nedenle objektif bir gözle değerlendirme yapmak gerekiyor. Ama çocuğumuzda
gerçekten bir farklılık görüyorsak, bu değerlendirmek ve çocuğu ona göre
yönlendirmek de bir annelik görevi.
Her çocuğun hak ettiği eğitimi alabilmesi dileğiyle..
Tüm
çocuklara iyi tatiller..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder