14 Ocak 2012 Cumartesi

Acapella..(İnsan Sesiyle Enstrümansız Müzik)


2000 yılıydı.

O zamanlar çok sevdiğim (ama şimdi başımın hiç de hoş olmadığı) Sertap Erener’in, yine çok sevdiğim “Zor Kadın” adlı şarkısını  enteresan bir formatta dinlemiştim. http://www.youtube.com/watch?v=sgidiFl7FQg&feature=related

Açıkçası, cahilliğimi bağışlayın, ilk kez karşılaştığım bir formattı “acapella” .

“Male Voice” isimli bir Belçikalı gruptu, altı erkekten oluşuyordu. Hiçbir enstrüman yoktu. Ses rengi bir çok enstrümana bedel Sertap Erener ve bu altı adam beni çok etkilemişti.

Ardından 2004 yılında yine çok sevdiğim  Özcan Deniz, Demet Akbağ  ve Haluk Bilginer ‘in oynadığı ”Neredesin Firuze “ adlı filmde, aynı gerçekle bir kez daha yüz yüze geldim. (Doğumdan sonra eşimle ilk beraber gittiğimiz filmdi, bende ayrıca unutulmaz bir yeri vardır bu filmin)

Kırk yıllık Orhan Gencebay‘ın “Ya Evde Yoksan “adlı şarkısı, Özcan Deniz ve Haluk Bilginer ile bambaşka bir şekle dönüşmüştü. Ne yalan söyleyeyim, eski halinden çok daha da güzeldi. Bugünlerde bir yoğurt reklamında (SEK yoğurt ) dinleyerek yine çok seviyorum.  

http://www.dailymotion.com/video/x8gyw_ozcan-deniz-ya-evde-yoksan_music 


Aslında gençlik yıllarımıza geri döndüğümde (1988-Don’t Worry, be Happy) duruma  Bobby McFerrin ile uyanmalıymışım, ama olay çook daha sonra oturdu kafamda. Bobby McFerrin’e “münferit“ bir olay gözüyle yaklaşıp, ciddiye almamışım.(grup değil tek başınaydı, münferit o manada J)

Ama en büyük, en asıl darbe çok sevdiğim, her dinlediğimde çok etkilendiğim Toto’nun “Africa “parçasından geldi. http://www.youtube.com/watch?v=09LQlfMmW7s


Zaten inanılmaz güzellikte olan bu parçayı, ünlü Slovenyalı grup Perpetuum Jazzile öyle bir yorumlamış ki, bana düşen gözlerimden akan yaşlarla dinlemek oldu.

Sonuç olarak demem odur ki, bize son dönemde müzik adına dinletilen “hiç ses–bolteknoloji-bol tempo - hiç melodi - bol para – düşük zevk - zevksizlik " sarmalından kurtulmaya çalışarak, hadi bizden geçti, bari çocuklarımızı kurtararak gerçek müziğin peşinden koşalım.

Türk Sanat, Türk Halk, Pop, Caz, Rock, Hip Hop, Blues ne olursa olsun, ”gerçek“ müziği destekleyelim, odada, stüdyoda blendırda kek çırpar gibi yapılan müzikimsi şeyden elden geldikçe “kaçalım”,”kaçmayanları” uyaralım…

Sahi, siz hiç Bohemian Raphsody’yi dinlediniz mi? 
http://www.youtube.com/watch?v=irp8CNj9qBI

2 yorum:

  1. Perpetium Jazzile gerçekten harika.. Hatırlattığın ve yeniden paylaştığın için teşekkürler.. Yeşilçam Şarkıları isminde yeni bir albüm çıktı.. Türk filmlerindeki müzikler orjinal haliyle, yani filmdeki haliyle yeniden derlenmiş 88 parça.. Kesinlikle tavsiye ederim..

    YanıtlaSil
  2. Öneri için teşekkürler..En kısa sürede dinleyeceğim..

    YanıtlaSil

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...