Daha önceki yazılarımdan ve profilimden biliyorsunuz, Mustafakemalpaşa'lıyım.
Şehrimizin birçok güzel yemeği var onları da daha önce yazmıştım.
Ama Mustafakemalpaşa'nın tüm Türkiye'de tanınan en önemli ürünü Kemalpaşa Tatlısıdır.
Eşim aynı bizim gibi Bulgaristan göçmeni (muhacir) olup, onlar da Türkiye'ye göç ettiklerinde Tekirdağ'ı mesken tutmuşlar.
Şehrimizin birçok güzel yemeği var onları da daha önce yazmıştım.
Ama Mustafakemalpaşa'nın tüm Türkiye'de tanınan en önemli ürünü Kemalpaşa Tatlısıdır.
Eşim aynı bizim gibi Bulgaristan göçmeni (muhacir) olup, onlar da Türkiye'ye göç ettiklerinde Tekirdağ'ı mesken tutmuşlar.
Kemalpaşa Tatlısı, yüzlerce yıldır, Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, yani benim memlekette küçük süthanelerde üretilmeye başlanan bir tatlı çeşididir. Bir başka yerden Mustafakemalpaşa'ya gelmemiş, tamamen bu ilçede bulunmuştur. Günümüzde de, sadece Mustafakemalpaşa ilçesinde üretilmektedir.
Halen 15'e yakın tesiste, günde 1 milyon adete yakın üretilmektedir. Özellikle İzmir yolu üzerindeki imalathaneler yolcuların da uğrak yeridir. İnsanlar hem pişmiş hem de kuru olarak Kemalpaşa Tatlısı satın alırlar.
Aslı Mustafakemalpaşa Peynir Tatlısı olan ve yaygın adıyla Kemalpaşa Tatlısı olarak bilinen tatlı bizim oralarda günlük üretilir ve taze olarak tüketilir.
İstanbul'da filan ise raf ömrünün kısalığı nedeniyle peynir oranı düşük ve kurutulmuş tatlı satışı yapılmaktadır. Bu nedenle bizim oralarda yenilen tatlı ile İstanbul'da tüketilen tatlı arasında dağlar kadar fark vardır. Sadece İstanbul'da Kemalpaşa Tatlısı ve gerçeğini deneme fırsatı olmayanlar alakasız birşey yerler ve çoğunlukla da yedikleri şeyi pek sevmezler.
Kemalpaşa Tatlısı yapmak için süt, dev kazanlarda pastörize edilir ve peynire dönüştürülür. Yaklaşık 1 ton sütten, 160 kg. tatlılık peynir elde edilir. Kazanlarda bu peynir, un, irmik ve yumurta ile hamur haline getirilerek, Kemalpaşa Tatlısı şeklinde kesilir ve 320 derecelik fırınlarda, 17 dakika pişirilir. Fırın sonrası soğuyan tatlılar, kullanıma hazır hale gelir.
Tatlı, kaynayan şekerli suya atılarak, şişmesi sağlanır ve şerbetin içinde soğutulur. Süzülerek tepsilere dizilen Kemalpaşa Tatlısı istenirse sade istenirse de kışın ceviz, fındık, fıstık, manda kaymağı, yazınsa sade dondurma ile servis edilir.
Biz çocukken bu kadar çok tatlıcı yoktu. Bizim zamanımızdan beri en ünlü olan tatlıcı şu anda köprübaşında halen faaliyetlerini sürdürmektedir.
Kemalpaşa'ya gidince İstanbul'a getirmek için genellikle birkaç paket satın alırız ve deep freeze'e koyarız ama ne yazık ki İstanbul'da genelde bu lezzetten uzak yaşıyoruz.
Eşimiz ailesi ise Kemalpaşa Tatlısını bilmez, bizimki ile karşılaştırılan Hayrabolu (Trakya deyişiyle Ayrabol) Tatlısı'nı bilir.
Göçmenlik olunca, gelinen yerler de yakın olunca konsept aşağı yukarı birbirine benzer oluyor.
Hayrabolu Tatlısı daha önce "Kadı Göbeği" diye bilinir ve yapılırmış. O da günlük sütten imal edilirmiş.Yerel bir aşçı Hayrabolu'da çalışırken işi için sık sık Bursa'ya ve Kemalpaşa'ya gider olmuş. Orada Kemalpaşa'dan esinlenmiş ve iki tatlıyı birbirine karıştırarak 1972 yılında bugünkü Hayrabolu Tatlısı'nı üretmiş.
Hayrabolu Tatlısı da benzer içerikten üretiliyor. Farkı hem daha büyük olması hem de peynir oranının daha düşük olması. Uzun dayansın diye iki kez fırınlananları hiç tavsiye etmiyorum, İstanbul'da yediğimiz Kemalpaşa'lar gibi garip nesneler.
Sanırım Trakyalılar tatlıyı daha çok seviyorlar. Onlar bize göre şerbetini daha tatlı yapıyorlar.
Sonra da bu tatlı insanın içini baymasın diye üzerine tahin döküyorlar.
Tahin hakikaten çok iyi fikir.
Ben fazla tatlı sevmem, ancak tahin sayesinde Hayrabolu Tatlısı bile yiyebiliyorum, hiç deneme fırsatım olmadı ama Kemalpaşa'ya tahin denesem o da harika olurmuş gibi geliyor.
Sonuç olarak gelin olsam da Trakyalılık bir yere kadar. Hem zaten Hayrabolu Tatlısı üreticileri de Kemalpaşa'dan feyz aldıklarını gizlemiyorlar. Benim favorim kesinlikle Kemalpaşa Tatlısı.
Siz iyisi mi hem Hayrabolu hem Kemalpaşa tatlısını deneyin.
Sonuçta karar sizin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder