11 Ocak 2012 Çarşamba

Dışarıda Olmak Mı? Yoksa İçerde Mi?

Geçtiğimiz yaz,annem benden hastaneye gitmek için internetten randevu almamı istedi. Bilirsiniz anneler internetten randevu almanın, uzay mekiği kullanmakla aynı zorlukta olduğundan emindir.
Ben de randevuyu aldım. Standart Kadın Doğum muayenesiydi.

Ama annem doktordan çıkınca aradı, doktorun kasığında gördüğü bir hücre yapısından işkillendiğini ve birkaç gün içinde parça alacağını söyledi.
Kendi konusu olmadığı halde, Kadın Doğum uzmanı inisiyatif kullandı ve parça alarak biyopsiye yolladı.


Sonuç çıktığında tanının ismi soğuktu.
Bazal hücreli kanser.

Tabii konudan uzak olunca, isim hemen sevimsiz ve ürkütücü  geliyor, ama biraz araştırınca, bunun insanın başına gelebilecek en iyi hastalıklardan biri olabileceğini anlıyorsunuz.
Araştırıldı, soruşturuldu, ciddi bir şey olmadığı, ancak yer itibarıyla lenflere yakın bir yer olduğundan, bölgenin tamamen kazınmasının yerinde olacağı, bunun da bir plastik cerrah tarafından yapılmasının doğru olduğu noktasında mutabakat sağlandı.


Bu işle ilgili uzman bulundu, gidildi, muayene olundu ve operasyon tarihi belirlendi.
Ancak burası Türkiye, bütün planlar bir günde altüst oluverdi.

Birden “Tam gün “ yasası yürürlüğe girdi, operasyonu yapacak profesör okulda kalmak yerine muayenehanesini seçti, böylece Tıp Fakültesinde yapılacak operasyon iptal oldu.
Annem 30 yıllık devlet memuru olduğundan , yasal haklarından yararlanmak için birkaç üniversite hastanesi ve devlet hastanesi daha gezdi. Ama herkes topu birbirine attı. Cildiye Kadın Doğum’a, Kadın Doğum Onkoloji’ye, acil bir şey olmadığı için kimse operasyonu üstlenmedi.


Biz de daha fazla uzatmamak için ve kafamız rahat etsin diye  özel bir hastanede ilk görüştüğümüz profesör tarafından operasyonun yapılmasına karar verdik.

***
Bu yazıyı neden mi yazdım??

Aslında buraya kadar yazdıklarımın tümü giriş bölümüydü.
Bugün anladım ki, operasyon öncesinde  sevdiğine ameliyat önlüğü giydirmek, operasyon için onu içeriye yollamak, dışarıda beklemek çok zormuş.


İçerde (ameliyathanede) birkaç defa değişik vesilelerle oldum. Anladım ki, dışarıda olmak, beklemek, içeride olmaktan daha zor.
Yine anladım ki, aile olmak, kalabalık olmak, sevgi, ilişkiler, tümü çok güzel. Annemi teyzemle sedyeye bindirmek, dışarıda beraber beklemek, çıkınca sarılıp öpmek, sevdiklerimizin teker teker araması, hepsi çok çok güzeldi.


Bazen böyle can sıkabilecek olaylar, aslında hayatın ne kadar güzel olduğunu anlamamıza vesile oluyor. Sevdiğinizin ameliyattan güler yüzle ve iyi çıktığını görmek, şükretmek için ne çok sebebiniz olduğunu insana yeniden hatırlatıyor..
Dışarıda gerçekten gönülden merak ederek ve endişelenerek bekleyenlerinizin olması hayattaki gerçek zenginlik değil midir zaten?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...