Sevdiğim bir büyüğüm ve ahbabım var.
Geçenlerde kendisini ziyarete gittim.
Eee, kadınlar bir araya gelince ne olur??
Tabii ki dedikodu.
Sağlık durumu konuşuldu, su böreği, kısır yendi, ince bellide çaylar içildi, konu döndü, dolaştı geline geldi.
Ahbabımın bir oğlu var, iki de çok güzel torunu, Allah bağışlasın..
Gelinin iş gezisi nedeniyle bir süreliğine evde olmayacağı belli oluyor. Evde de genç bir Slav kökenli yardımcı var. O yörenin insanını biliyorsunuz. Bazen onlara bakınca insan, ”Eğer onlar kadınsa, acaba ben neyim??” diye düşünüyor.
Gelini :
Geçenlerde kendisini ziyarete gittim.
Eee, kadınlar bir araya gelince ne olur??
Tabii ki dedikodu.
Dedikodunun en tatlısı nedir??
Gelin-kaynana dedikodusu tabii ki..Sağlık durumu konuşuldu, su böreği, kısır yendi, ince bellide çaylar içildi, konu döndü, dolaştı geline geldi.
Ahbabımın bir oğlu var, iki de çok güzel torunu, Allah bağışlasın..
Gelinin iş gezisi nedeniyle bir süreliğine evde olmayacağı belli oluyor. Evde de genç bir Slav kökenli yardımcı var. O yörenin insanını biliyorsunuz. Bazen onlara bakınca insan, ”Eğer onlar kadınsa, acaba ben neyim??” diye düşünüyor.
Ahbabım, alıyor
geceliğini, terliğini, bohçasını, oğluna destek olmaya onun evine gidiyor.
Ana–oğul beraber
oturuyorlar, hasret gideriyorlar, çocuklarla ilgileniyorlar, sonunda çocukların
uyku saati geliyor, yardımcı çocukları yatırıyor ve ortadan yok oluyor.
Gece geç saatte, tam yatacaklarken yardımcı salona giriyor.
Muhtemelen yeni duştan
çıkmış, üzerinde bir peştamal, kolaltı hizasından bağlanmış. Ahbabıma göre düştü
düşecek. (Muhtemelen düşmez de, tabii gecenin o saatinde, salona iyi geceler dilemeye
de o kıyafetle gelinmez.)
Tabi ortam buz gibi oluyor,
ahbabımın tüyleri diken diken oluyor ve kız otomatikman göz hapsine alınıyor.
Birkaç gün sonra gelin yurt
dışından dönüyor.
Kıvranıyor tanıdığım, konuyu
çıtlatmak istiyor, ama bir taraftan da huzursuz ya da tedirgin etmekten
çekiniyor.
Sonra bir punduna gelip konuyu
açıyor.Gelini :
-Üzülme anne, ben konuyu bir
şekilde çözerim, uyardığın için teşekkür ederim diyor.
Tanıdığım da gönül rahatlığıyla, görevini başarıyla tamamlama edasıyla evine dönüyor. O akşam rahat bir uyku uyuyor.
Ertesi gün telefon çalıyor.
Telefonda gelini var.
-Anne, dün sen beni iyi ki
uyardın, ben hiç akıl edememişim, kıza çok ayıp olmuş, ona bir bornoz bile
almamışız, o zavallı da peştemalle kurulanıyormuş, ben bugün gittim, çok şık
bir bornoz aldım, kıza hediye ettim, pek sevindi kızcağız..
Diyor.
Ahbabım kopuyor tabii.
Gençlere veriyor veriştiriyor. Ben
de arada sebepleniyorum.
"Sizler kocalarınıza sahip
çıkamıyorsunuz, sonra başınıza bir şey gelince şikayet ediyorsunuz, müstahak
size "diyor..
İyi de, hırsızın hiç mi suçu
yok??
Hay Allah! Evdeki son durumu merak ettim.
YanıtlaSilEn azından bana yansıyan olumsuz bir durum yok :))
Sil