21 Ocak 2012 Cumartesi

Yüreğinin Sesini Dinlemek..


Önce iş ilişkisiyle başlayan, ama şu an dostluğumuzun sürdüğü bir tanıdığım var.


Kendisi doktor, emin değilim ama ya dahiliyeci, ya da pratisyen doktor.


Çok uzun yıllardan beri ünlü  bir holdingin iş yeri hekimliğini yapıyor.


Bir bayan için oldukça düzenli bir yaşam. Belirli bir saatte gidiyor, belirli bir saatte geliyor, üstelik prestijli bir işi var, işyeri hekimi..


Kendisinin eşi de doktor. Eşi alternatif tıbba merak sarmış.


Aslında çocuk sahibi olamayan kitle ilgili çalışmayı hedefliyormuş, ama kurulu düzenini de bozmak istemiyor ,nereden başlayacağını bilemiyormuş.


Rukiye Hanım, bir gün bir teklif almış başka bir şirketten. Aslında o da çok ünlü bir firma, üstelik diğer maaşının iki katına yakın teklif vermişler. Ama Rukiye Hanım, alıştığı ortamdan ve arkadaşlarından  ayrılmamak için teklif edilen paraya rağmen şirketini bırakmamış.


Derken bir gün işyerinden bir arkadaşı, ona  uzun zamandır çocuk sahibi olmaya çalıştığını ama olamadığını, kendisinden doktor olarak bir tavsiyede bulunmasını istemiş.


Rukiye Hanın’ın eşi Dursun Bey de tam o günlerde geliştirdiği alternatif çocuk sahibi olma tedavi metodunu deneyecek bir gönüllü arıyormuş.


Rukiye Hanım da arkadaşını almış Dursun Bey’e getirmiş. Tedavi öncesi incelemeler ve testler yapılırken, hanımefendinin aslında çok ciddi bir göz rahatsızlığı olduğu ortaya çıkmış. Genetik olan bu hastalık ileri dönemde körlüğe yol açabilecek bir sorunmuş. Beraber araştırmışlar, bu hastalığı nasıl tedavi edebiliriz diye. Sonuçta görmüşler ki, tıp dünyası bu göz rahatsızlığına tam bir çare bulamamış henüz..



Dursun Bey o noktada bir karar vermiş. Literatürde tam bir tedavisi olmadığı görülen bu göz rahatsızlığına alternatif metodla çare bulacakmış. Buna yönelik çalışmalarına hemen başlamış ve ilk olarak  infertilite tedavisine gelen tanıdıkları üzerinde geliştirdiği metodu denemiş.


Onda başarılı olunca, başkasında, onda da başarılı olunca bir diğerinde derken, ünü namı yayılmış gitmiş.


Şu anda Google 'a söz konusu göz hastalığını yazdığınızda direkt onun adı geliyor. Dünya  literatüründe onun tedavi metodu kabul edilmiş durumda, hastalık genetik olduğundan gelen çocukları ve ailesiyle Türkiye’ye geliyor, bazen aylarca burada kalıyorlar.


Rukiye Hanım diyor ki,”Eğer diğer firmadan yapılan teklifi kabul etseydim, o arkadaşım bana gelmeyecekti, o gelmeseydi, göz rahatsızlığını tespit etmeyecektik, etmeseydik tedavi metodolijisini geliştiremeyecektik, geliştirmeseydik, şu anda bambaşka bir noktada olacaktık. Eğer sadece rasyonel düşünür, kalbinin sesini dinlemeden karar alırsan, çok hayırlı bazı olayların olmasına engel olursun. Ben rasyonel olanı seçseydim, diğer firmaya gitmiş olurdum, o zaman da bugünkü durumumuza asla gelemezdik. İyi ki de kalbimin sesini dinlemişim”


Bazen hayata, başımıza gelenlere, aldığımız kararlara, her şeye şikayet ediyor, hayatı kendimize zindan ediyoruz. Oysa bilemiyoruz, o hareket,o olay, o karar bizim için çok daha hayırlı bir başka hareketimizi, kararımızı sağlıyor.


Siz en son ne zaman kalbinizin sesini dinlediniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...