Çocukluğumdan beri evde annem ve babam yabancı müzik dinlerlerdi. 60'lı , 70'li yılların klasiklerini dinleyerek büyüdüm ben.
Nat King Cole, Frank Sinatra,Elvis Presley evin vazgeçilmezleriydi.
Hatta ben her evde zaten bunlar dinleniyor sanırdım. J
Oldum olası Frank Sinatra‘yı özellikle çok severim, mafya yönleri, karanlık dünya ile bağlantısı beni ilgilendirmez, şarkılarını dinlemekten büyük keyif alır, o sesi dinlerken Allah’ın büyüklüğünü bir kez daha anlarım.
***
Üniversitede okurken kuzenim benden iki sınıf alttaydı ve politika okuyordu.
Bir akşam anneannemlerde toplandığımızda, bana “My Way” teorisinden bahsetti. Uluslararası politikada kullanılan bir terminolojiymiş. O günlerde bu konuyu işliyorlardı.
Politikada da “Ben yaptım oldu, kendi bildiğim gibi yaptım, kendi bildiğim yoldan gittim, kafama göre takıldım” tarzı bir manada kullanılıyormuş. (Benim adım Hıdır, elimden gelen budur” olarak da çevirebiliriz :) )
Şarkıyı geçenlerde yeniden dinlerken, şarkının beni bambaşka yerlere sürüklediğini hissettim.
Belirli bir yaş ve deneyimden sonra insan hayatı daha fazla sorgulamaya başlıyor. Ya da kendi adıma konuşayım, bende böyle bir dönem var yaklaşık bir iki senedir.
Düşündüm.
Yaşadığım yılları, benim hayata karşı duruşuma, yaşam anlayışıma göre mi yaşadım, kendi kafama göre mi yaptım, yoksa toplumun, çevrenin, büyüklerin, patronların,yani toplum/mahalle baskısının “bildiği“ yoldan mı gittim.
Aslında insanlar bu sorgulamayı yaşlandıkça daha fazla yapıyor dedim ya, meçhul sonun nerde ve ne zaman olacağını bilmediğimizden, bu sorgulamayı her gün her an yapmak lazım aslında..
Her birimiz “başkaları ne der, benim hakkımda ne düşünürler, yaranmak için onların istediklerini yapmam lazım, -mış gibi yapayım ama aslında öyle olmayayım” zihniyetiyle yaşamaktan benliğimizi kaybediyoruz ve birbirinin aynı davranan robotlara dönüşüyoruz.
***
Lütfen, şimdi mümkünse Frank Sinatra’dan My Way'i dinleyin, sözlüğünüzden pişmanlık kelimesini çıkarın ve kendi “yolunuzu“ bulmak için düşünmeye başlayın.. (http://fizy.com/#s/17h8jt)
Mümkünse hemen, şimdi…
Belki de Don Kişot haklıydı yel değirmenleriyle savaşırken??
Bir ihtimal de elinde mızrağı, “My Way”’i mırıldanıyordu, ne dersiniz??
Not : Yazımı yazarken kızımla My Way dinledik ama o Pavarotti ile beraber söylediği versiyonu daha çok beğendi, kesin olan şu, artık o da sıkı bir Frank fanı..
Dilara Hanım Bu Akşam Geç Kaldınız Acaba Yazmıcakmı DiyeDüşündüm.. Ama Yine Konu Mükemmel...
YanıtlaSilÇok teşekkürler nazik yorumunuz için..
YanıtlaSil