Salı
günü evlenme yıldönümümüzdü.
15.
yıla girdik.
Ama
bu 15 yıl güzel geçti sanırım, bundan dolayı nasıl geçtiğini anlayamadık.
Bu
sene biliyorsunuz erkeklerde şal, fular vb
şeklinde adlandırılan aksesuarın modası var.
Ben
de özellikle hafta sonu, kot gömlek giyiminde erkeklere bu aksesuarı çok
yakıştırıyorum. (David Beckham ya da Jude Law tarzı) Geçenlerde eşimle beraber alışverişe
çıktığımızda kendisine bu şallardan almayı teklif ettim .Prensip olarak sıcak
bakmadığını , beraberken ya da kendisinin tek başına bundan almasının mümkün olmadığını,illa alınacaksa benim
alarak emrivaki yapmamın daha uygun olacağını J deklare etti.
Ben
de daha geçen haftadan ,bir öğlen çıkıp mağaza mağaza gezdim, beğendiğim bir
şey bulup aldım.(Aslında çok beğendiğim bir tane daha oldu ,Façonnable mağazasında ,onun parasıyla takım elbise
alınabiliniyordu (250 tl ,özellkle yazıyorum , şok anıydı benim için ) doğal olarak onu almadım.)
Salı
günü işyeri biraz yoğun ve sorunluydu , günün nasıl geçtiğini anlayamadım.Bir
ara ameliyat olan bir misafirime geçmiş olsuna gittim, sonra da koşturup dururken
akşam oluverdi.
Akşam
saat 6 civarında kapıdan içeri çok güzel güllerle dolu bir çiçek girdi. Eşim
ben dışarıdayken ,çalışma arkadaşlarımla bu güzel sürprizi organize etmiş,
unuttuğunu düşüneyim diye de, çiçekçiye
çiçeği getirmesi için saat 6 ya kadar beklemesini söylemişti.Teşekkür
etmek için aradım , toplantıdaydı ,konuşamadık.
Akşam
eve geldiğimde çocuklarla tam yemeğe oturmak üzereyken aradı eşim.Normalde Salı
akşamları eve gelmez , fakat yolda olduğunu , bu günün gelmek için yeterli bir
sebep olduğunu söyledi.
Haber
süperdi süper olmasına da , ufak bir sorunumuz vardı.
Eşimin
geleceğini bilmediğimizden herhangi bir hazırlık yoktu, hafta içiydi ve
çocukları evde bırakıp dışarı çıkacak bir organizasyon mümkünsüzdü,evde
yeterince yemek yoktu ve eşimin eve gelmesine çok az zaman kalmıştı.
Yani
evde romantik bir akşam yemeği hazırlama şansı yoktu ..
Hemen
buzdolabında donmuş bekleyen,eşimin Kırklareli’den getirdiği kokoreçleri
çıkardım, ayrıca köyden gelen domates sosu , soğan , baharat ve peynirden
oluşan bir sosla hazırlanmış makarna yapıverdim.
Evet
, yıldönümü yemeğimiz boğaz manzaralı bir restoranda ,360’da ,Sunset’te ,Club
29 ‘da,Papermoon’da değil , evin
mutfağında ,ama baş başaydı .(kızları önden doyurup salona yollamıştım.)
Evet
,menüde “Yavaş fırınlanmış kirazlı ördek “,”Ispanak yatağında somon”,Carpaccio”
yoktu , Trakya süt kuzusu kokoreç vardı J.
”Penne
Arabbiata Romano”,”Ravioli “ ya da “Karidesli Risotto” yoktu ,Türk usülü soğanlı domatesli peynirli
spagetti vardı.(haa ,unutmadan , bir de yanında şalgam suyu içtik J)
Önemli
olan tek şey beraber olmaktı , sağlıklı olmaktı ,hayatta olmaktı ,mutlu olmak
ve sahip olunanlara şükretmekti,gerisi boştu..
Bazen
size de şekille uğraşmaktan , klişeleri tekrar etmekten , başkalarına
yaptıklarımızı beğendirmek için ,onlar için hareket etmekten ,-mış gibi
yapmaktan hayatin kendisini kaçırıyoruz
gibi gelmiyor mu?
Nice 15 yıllara olsun...
YanıtlaSilgümüş ve altın yıllarınızı da kutlarsınız inşallah
YanıtlaSilsağlık,huzur,mutluluk. e bunlar varsa gerisi teferruat değilmi:))
YanıtlaSilnice nice mutlu, sağlıklı,huzurlu yıllarınıza inşallah..
Önemli olan tek şey beraber olmaktı , sağlıklı olmaktı ,hayatta olmaktı ,mutlu olmak ve sahip olunanlara şükretmekti,gerisi boştu..
YanıtlaSilbu ifaden gözlerimi doldurdu inan, çok güzel anlatmışsın...Yıldönümünüz kutlu olsun.
çok teşekkürler herkese ...umarım hepimiz sevdiğimiz insanlarla son nefesimize kadar beraber kalırız..
YanıtlaSil