7 Kasım 2011 Pazartesi

Kahve, Tekir, Jimmy

Bugün bayramın 2.günü. Bayram tatilinde eşimin ailesini ziyaret etmek üzere Trakya’nın bir köyündeyiz.

Şehir merkezine yaklaşık 35 km uzaktayız, deniz seviyesinden oldukça yükseğiz. Hava soğuk.

Ev sobalı ve 2 katlı, üst katta sadece bir soba var, o da bizim odamızda, kızlar yazın geldiklerinde yattığı ve kendi odaları olduğunu söyledikleri soğuk odada yatmayı tercih ediyorlar  ve kat kat giyinerek yatıyorlar iki gündür.

Sabah yürüyüşe çıkınca şehir merkezinde yürüyüş yollarında değil, köy yollarında yürüyorum. Hem de bana komik köpek Jimmy eşlik ediyor. Ben durunca duruyor, yürürken uçar gibi koşuyor. Meğer köpekle yürümek ne keyifliymiş diyorum. Ben yürürken kızlardan biri babasıyla bisikletle baraja gezmeye gidiyor, yokuş aşağı giderken sorun yok tabi, ama dönüşte çıkmak zor gelince bizim kız bisikletini babasınınkine bağlatıp kendini çektiriyor.

Bahçedeki ördekler, içgüdülerinin sesini dinleyip göç mevsimi geldi diyerek uçmaya karar veriyorlar. Ama takatları ancak yan bahçeye uçmaya yetiyor, ya ordan akıllarını başlarına toplayıp geri geliyorlar, ya da tilkinin o günkü akşam yemeği oluveriyorlar..

Çeyizimde getirdiğim kedim Tekir, artık 16.5 yaşında. Hala çevik ve sevimli, ama artık yaşlılıktan kulakları hiç duymuyor, yine de kurbanın akciğerinin tümünü hop diye mideye indiriveriyor.

Ziyarete gelen herkese evin gelini olarak kahve pişirmek adetten. Geçtiğimiz yıllardaki performansa bakarak 150 fincan civarı kahve pişirileceğini öngördüğümden bu defa hazırlıklı geliyorum. Kahve makinası ile hem de kahve daha köpüklü oluyor ve kolay pişiyor…

Akşam yemeğine yaptığımız salata eşimin annesinin bahçesinden  kendisinin yetiştirdiği marullar, tereler, taze soğanlar…Ben toplayıp hemen salataya doğruyorum, taze taze..

Uzun zamandır biriktirdiğim okuyamadığım gazeteleri tomar halinde getirdim ve okuyorum, sıkılınca da uzun zamandır okumak için fırsat kolladığım kitabıma geçiyorum.

Buradaki tek eksik günlük gazetenin gelmemesi. Öyle ya günlük gazete sadece erkeklerin harcı, onlar da gidip köy kahvesinde okuyorlar, biz kadınların neyine gazete okumak…

İşte böylece gün akşam oluveriyor, yarın eve dönmemiz gerek..

Acaba ne yapsak etsek de geri dönmesek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginizi Çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...